Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7211 E. 2014/11125 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7211
KARAR NO : 2014/11125
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/398-2014/81

Davacı, kesilen aylığının yeniden bağlanmasına ödenmeyen aylıklarının yasal faiziyle tahsiline, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, 14/02/2013 tarihli, 2012/219-2013/111 sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, söz konusu hüküm, Dairemizin 27/06/2013 tarihli, 2013/7282 esas ve 2013/13855 karar sayılı ilamı ile eksik inceleme sonucu karar verildiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra, davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının, eski eşinden 30/11/1999 kesinleşme tarihli ilam ile boşandığı ve kuruma başvurarak ölüm aylığı almaya başladığı anlaşılmış, telefon ile yapılan ihbar üzerine, davalı kurum tarafından yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen 07/03/2012 tarihli kontrol memuru raporunda; davacı ve boşandığı eşinin davacının kayıtlı yerleşim yeri olan “U. Sokak no:. Ş./Gaziantep” adresinde birlikte yaşadıklarının çevre araştırması ile tespit edildiğine ilişkin 13/02/2012 tarihli kolluk tutanağı esas alınıp, mahallinde ayrıca inceleme yapılmaksızın 5510 sayılı Yasanın 56/2. fıkrasının koşullarının oluştuğu kanaati bildirilmiştir. Yargılama sırasında kolluk tarafından düzenlenen 02/11/2012 tarihli araştırma tutanağında; davacının kayıtlı yerleşim yerinden 6-7 ay önce taşındığının, komşularına sorulduğunda, davacı bu adreste iken eski eşini de bu adreste gördüklerini, ancak devamlı kalıp kalmadığını bilmediklerini beyan ettikleri, komşulardan temin edilen telefon numarası arandığında, eski eşin, kızı Hatıra ile “Y. Mahallesi B. Sokak no:48 Şahinbey/G. adresinde birlikte yaşadığını bildirmesi üzerine, ilgili adreste yapılan araştırma neticesinde, davacının bu adrese gelip gittiği, ancak boşandığı eşi ile birlikte yaşayıp yaşamadıklarını bilenin bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmış, mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıklarının, davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşamadıklarını, eski eşin özürlü çocuğunu görmek için ara sıra davacının yerleşim yerine geldiğini beyan ettikleri görülmüş; bozma kararına uyulmasının ardından dinlenen mahalle muhtarı B.. U..’in beyanında, davacının 10-15 yıldır K. Mah. U. Sok. No:53/1 Ş./G.adresinde oturduğunu, bu ev yıkılınca K.Cad. No:. adresine taşındığını, davacının U.Sokaktaki evinde otururken yanında özürlü kızı ve diğer kızı ile kaldığını, davacının ne zaman boşandığını bilmediğini, eski eşini zaman zaman U.Sokaktaki çayhanede gördüğünü, birlikte yaşadıklarına şahit olmadığını, eski eşin ortak çocuklarını görmeye geldiğini duyduğunu bildirdiği görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporuna dayanak kolluk araştırmasında davacı ve eski eşin aynı ikamette birlikte yaşadıklarının isim ve imza vermekten imtina eden çevre sakinlerince bildirilmesi, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında komşuların tevilli beyanlarında, davacının U. Sokaktaki adresinden taşındığını, bu adreste davacının eski eşini de gördüklerini, devamlı kalıp kalmadığını bilmediklerini beyan etmeleri, komşulardan alınan telefon numarası arandığında, telefona eski eşin çıkması ve kızı Hatıra ile yaşadığını bildirdiği Y. Mah.deki adreste yapılan araştırmada da, davacının belirtilen adrese gidip geldiğinin tespit edilmesi, mahalle muhtarının tevilli beyanında davacının eski eşini zaman zaman davacının yaşadığı U. Sok.’ta bulunan çayhanede gördüğünü bildirmesi hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.