Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7205 E. 2014/27412 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7205
KARAR NO : 2014/27412
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : Adana 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2012/198-2013/781

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 21/03/1986 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 21/03/1986 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinde 21/03/1986 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin, davalı işverence davalı kuruma 28/05/1986 tarihinde, 118690 varide numarası ile ibraz edildiği ve davacıya ait SGK hizmet cetveli incelendiğinde, ilk sigorta prim ödemesinin 01/09/1996 tarihinde başka bir işveren tarafından yapıldığı, öncesinde sigorta prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmış, davacının tespitini talep ettiği tarih itibari ile 1986 yılının 1. ve 2. döneminde, davalı işveren tarafından sigorta prim bordrosu düzenlenmediği, davalı işverene ait sözkonusu işyerinin, 506 sayılı Yasa kapsamına 21/03/1986 tarihinde alındığı ve halihazırda faal olduğu tespit edilmiş, mahkemece sadece davacının, tanık olarak gösterdiği ve sözkonusu işyerinde çalıştığını iddia ettiği ağabeyi A.. Ç.. dinlendiği, ayrıca kolluk marifeti ile ve SGK kayıtlarından yaptırılacak araştırma ile tespit edilecek komşu işyeri sahibi ve komşu işyeri bordro tanıklarının dinlenmediği görülmüştür. Mahkeme huzurunda dinlenen davacının ağabeyi olan tanık A.. Ç..; kardeşi olan davacının, davalı Salih’in yanında 1986 yılında işe girdiğini, davalının o dönemde, müteahhit olarak Ç. Yenice Fabrikası’ndan aldığı iş kapsamında yangın borusu döşediklerini, davalının, Ç. yetkililerince, işçilerin sigortalı çalıştırılmasının talep edilmesi üzerine davalı işverenin işe giriş bildirgelerini düzenlendiğini, işe giriş bildirgelerini kendisinin Kuruma teslim ettiğini ifade etmiş olup, davacı asilin ise, kendisinin su tesisat ustası olduğunu, ağabeyi ile birlikte davalının temin ettiği işlerde çalıştıklarını, belirtilen dönemde de Ç. Yenice Fabrikası’nda yangın borusu döşeme işi yaptıklarını beyan ettiği görülmüştür. Mahkemesince davacı ve davacı tanığının beyanları doğrultusunda, Ç. Yenice Fabrikası’nın 1986 yılına ait kayıtlarında davacı ve davacı tanığı Ahmet’e ilişkin belge bulunup bulunmadığının, yine davalı işveren Salih ile adı geçen işletme arasında 1986 yılı içerisinde yangın borusu döşeme işi ile ilgili sözleşme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı, yapıldı ise örneklerinin istenmediği, yine davacı tanığı A.. Ç..’nın işe giriş bildirgeleri ve hizmet cetvelinin Davalı Kurum’dan temin edilmediği anlaşılmıştır.
Bu haliyle dava dosyasındaki uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları(sigortalılık başlangıcının tespiti davaları) için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda, Mahkemece, açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan, davacının gösterdiği tanık dışında, re’sen araştırılacak komşu işyeri sahipleri ve komşu işyeri bordro tanıkları dinlenmeksizin ve davacı ile davacı tanığının beyanları doğrulusunda gerekli araştırma yapılmaksızın, davacı tarafından gösterilen ve ağabeyi olan tanığın beyanına dayalı olarak eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp, ilgili SGK İl Müdürlüğünden, Belediye Başkanlığından, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden, ayrıca zabıta marifetiyle işyerine(K. Mah. A. Apt. …. Sk Kat: … No: … Adana) o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde (özellikle belirtilen tarihte çalışıldığı iddia edilen Ç. Yenice Fabrikası isimli işyerinde) bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin hem ilgili Kurumlar nezdindeki kayıtları üzerinde hem de mahallinde titizlikle araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve davacı ve davacı tanığının beyanları doğrultusunda, Ç. Yenice Fabrikası’nın 1986 yılına ait kayıtlarında davacı ve davacı tanığı Ahmet’e ilişkin belge bulunup bulunmadığı, yine davalı işveren Salih ile adı geçen işletme arasında 1986 yılı içerisinde yangın borusu döşeme işi ile ilgili sözleşme yapılıp yapılmadığını araştırmak, yapıldı ise sözleşme örneklerini temin etmek, yine davacı tanığı A.. Ç..’nın işe giriş bildirgeleri ve hizmet cetvelinin Davalı Kurum’dan istemek suretiyle gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.