Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/7169 E. 2014/9072 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7169
KARAR NO : 2014/9072
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2013/162-2013/225

Davacı, sigorta primine esas kazanç miktarının tespitiyle, belirsiz alacağın yaşlılık aylığına yansıtılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde kesin hüküm mevcut olması sebebiyle reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, sigorta primine esas kazanç miktarının tespitiyle, belirsiz alacağın yaşlılık aylığına yansıtılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, kesin hüküm mevcut olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/547 E. 2012/217 K. sayılı dosyasında verilen kararın; Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/162 E. 2013/225 K. sayılı kararı için kesin hüküm teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘Kesin hüküm’ başlıklı 333. maddesi;
“(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.
(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.” hükmünü amirdir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının ilk olarak davalı Kurum aleyhine açtığı yaşlılık aylığının emsal durumdaki diğer yaşılılık aylığı alanlar seviyesine yükseltilmesi ve yaşılık aylığına yansıtılmayan 500,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemli Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/547 E. 2012/217 K. Sayılı dosyasında verilen davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 27/05/2013 tarih 2013/1289 E. 2013/11545 K. sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği; bilahare davacı tarafça davalı Kurum ve davalı B.. B.. aleyhine sigorta primine esas kazanç miktarının tespiti ve belirsiz alacağın yaşlılık aylığına yansıtılması istemli Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/162 E. 2013/225 K. sayılı dosyasıyla yeniden dava açıldığı, mahkemece her iki davanın aynı talebi içerdiği ve kesin hüküm mevcut olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında; davacı tarafça davalı Kurum aleyhine açılan Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/547 E. 2012/217 K. Sayılı dosyasında davalı olarak B.. B..nın gösterilmediği ayrıca belirtilen dosyada sigorta primine esas kazanç tespitinin istenilmediği, Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/162 E. 2013/225 K. sayılı dosyasında ise, B.. B..’na da husumet yöneltildiği ve sigorta primine esas kazanç tespitinin talep edildiği, bu yönüyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333/1 maddesinde sayılan şartlarla ilk açılan davanın, sonraki dava için kesin hüküm niteliğinde olmayacağı açıktır.
Mahkemece yapılacak iş; temyize konu olan eldeki davanın esasına girerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.