Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6946 E. 2014/24341 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6946
KARAR NO : 2014/24341
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Eskipazar Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2007/59-2013/35

Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 142.677,98-TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan E.. N..’nden alınarak davacılara verilmesine, davalı P.. Yol Yapım San Ve Tic.A.Ş.’ne yönelik davanın reddine davacılar ile davalılardan E.. N.. vekillerince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/11/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat N.. G.. A.. ile davalılardan E.. N.. vekili Avukat S.. K.., P… Yol Yapım San Ve Tic.A.Ş. Vekili Av. S.. H.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre temyiz eden davalı E..-G.. Enerji Nak Taah Orm Tic Ltd Şti vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 26.08.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece kusuru bulunmadığından davalı P.. Yol Yapım San Tic AŞ’ne yönelik davanın reddine, maddi zararları sigorta tahsisleri ile karşılandığından davacı çocukların maddi tazminat istemlerinin reddine, eş H.. D..’nin maddi ve manevi tazminat istemi ile çocukların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılardan E..-G.. Enerji Nak T.. O.. Tic Ltd Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin davalı P.. Yol Yapım San Tic AŞ’ne yönelik davanın reddi ile davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin kararı yerindedir. Ancak manevi tazminatın takdiri ile davacıların lehine ve aleyhine avukatlık ücretinin tayininde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan iş kazasında sigortalının % 20, davalı işveren E..-G.. Enerji Nak Taah Orm Tic Ltd Şti’nin % 80 oranında kusurlu olduğu, ceza davasında mahkum olan işveren şirket yetkilisinin %10 oranındaki kişisel kusurunun işveren şirket kusuru içerisinde bulunduğu, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı H.. D.. yararına hüküm altına alınan 20.000,00-TL ile davacılar M.. ve M.. D..’den her biri yararına hüküm altına alınan 15.000,00’er TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
Avukatlık ücretine gelince; Ret nedeninin farklı bulunmasına göre, vekille temsil edilen davalı P.. Yol Yapım San Tic AŞ yararına ayrı vekâlet ücreti verilmesine ilişkin uygulama isabetlidir. Ancak davanın ret nedeni dikkate alındığında avukatlık ücretinin tayininde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Bir davada tarafların davacı ya da davalı sıfatına haiz olup olmadıkları, taraflarca yargılama sırasında ileri sürülebileceği gibi, dosya kapsamından anlaşılabiliyorsa mahkemece de kendiliğinden göz önüne alınması gereken hukuki bir durumdur. İş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak davacı ile davalı arasında, sözleşmeye, haksız fiile veya kanuna dayanan bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Böyle bir ilişki yoksa veya borç ilişkisi davacı ile üçüncü kişi arasında ise, böyle bir borç ilişkisinde taraf olmayan kişiye yönelik davanın sıfat( pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddi gerekir.
Somut olayda davalı P.. Yol Yapım San Tic AŞ’nin kusurunun bulunmadığı giderek anılan davalıya yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 7/2 maddesinde “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı” düzenlenmiştir. Diğer bir deyişle davanın husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, tarifenin 12. maddesinin uygulama yerinin olmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesindeki düzenlemeye aykırı biçimde ve maktu avukatlık ücretini aşar biçimde davalı P… Yol Yapım San Tic AŞ yararına nispi avukatlık ücreti takdiri isabetsiz olmuştur.
Öte yandan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 10/2 maddesine göre manevi tazminata ilişkin istemin kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. Hal böyle olunca manevi tazminatın reddi nedeniyle davacılar yararına takdir olunun vekalet ücretini geçer biçimde davalı E..-G.. Enerji Nak Taah Orm Tic Ltd Şti yararına avukatlık ücreti tayini isabetsiz olmuştur.
Davacı yararına tayin olunun vekalet ücretine gelince; Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 10/4 maddesine göre Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. Bu durumda davacı yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar üzerinden ayrı vekalet ücreti tayini yerine maddi ve manevi tazminatların toplamı üzerinden tek vekalet ücreti verilerek, davacılar yararına avukatlık ücretinin noksan belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, manevi tazminatların takdirinde ve davacılar lehine ve aleyhine avukatlık ücretinin tayininde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatların az takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar yararına takdir edilen 1.100,00-TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyi eden taraflardan davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davalı E.. N..’ne yükletilmesine, 18/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.