Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6799 E. 2014/25388 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6799
KARAR NO : 2014/25388
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2013/888-2013/1702

Davacı, Alman ..Sigortasına giriş tarihinin Türkiye sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitiyle, tahsis tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının Alman .. Sigortasına giriş tarihinin Türkiye sigorta başlangıç tarihi olduğunun tespiti ile davacıya tahsis talep tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının Türkiye sigortalılık başlangıç tarihinin yurt dışı rant sigortasına ilk zorunlu sigorta giriş tarihi olan 15/09/1974 tarihi olduğunun tespitine, tahsis talep tarihini takip eden ay başı 01/04/2013 den itibaren davacıya yaşlılık ayılığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 02/04/1973 tarihinde Alman .. sigorta sistemine giriş yaptığı, 15/09/1956 doğumlu olan davacının 18 yaşını tamamladığı 15/09/1974 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin doğru olduğu, davacının Türkiye’de 23/11/2012-30/11/2012 arasında 8 gün 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında çalışmasının bulunduğu, davacının 10/01/2013 tarihinde başvuru yaparak Almanya’da geçen çalışma sürelerinden 15/09/1974-08/10/1988 tarihleri arasındaki 3600 günlük süreyi 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanarak bedelini 18/03/2013 tarihinde Kuruma ödediği, davacının borçlanmasının 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılık olarak kabul edildiği, davacının 18/03/2013 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, Kurum tarafından davacıya verilen cevapta yaşlılık aylığı şartlarının oluşmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Kısmi yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli şartlar 506 sayılı Kanun’un geçici 81. maddesinin (C) fıkrasının (a) bendinde; 23.5.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanacağı şeklinde düzenlenmiş, (b) bendinde ise 23.5.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlere bu şartları belirli tarih aralıklarında yerine getirdiklerinde yaşlılık aylığı bağlanmasına imkan sağlanmıştır.
Somut olayda, davacı 15 yıl ve 3600 prim gün sayısı şartlarını 23/05/2002 tarihinden önce yerine getirmiş olup bu tarihte 55 yaşını tamamlamadığı için (b) bendindeki şartlara bakmak gerekecektir. Geçici 81. maddenin (C) fıkrasının (b) bendinin (bd) alt bendinde “23/05/2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları; 24/05/2011 ile 23/05/2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı 55 yaşını doldurmuş olma şartını 15/09/2011 tarihinde yerine getirdiğinden 506 sayılı Kanunun Geçici 81. maddesinin (C) fıkrasının (b) bendinin (bd) alt bendine göre davacının tahsis talep tarihinde 59 yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. Ancak tahsis talep tarihi olan 18/03/2013 tarihinde davacının yaşının 56 yıl 6 ay 3 gün olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, 18/03/2013 tarihinde davacının 56 yaşında olmasına rağmen yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.