Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6355 E. 2014/8703 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6355
KARAR NO : 2014/8703
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2013/233-2014/29

Davacı, 27/05/2002 tarihli Türk vatandaşlığından çıkış tarihinekadar yurtdışında 18 yaşını doldurmasından itibaren çalıştığı bütün sigortalılık sürelerinin borçlandırılmasına, borçlanmanın da davanın açıldığı tarihteki kur üzerinden yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 18.12.2012 tarihli dilekçesine konu süreyi borçlanma isteminin reddine dair Kurum işleminin hatalı olduğunu belirterek Türk vatandaşlığından çıktığı 27.05.2002 tarihine kadar yurt dışında 18 yaşından itibaren geçen tüm sigortalılık süresini borçlanma hakkı bulunduğunun ve borçlanma tutarının 18.12.2012 tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı Kurumun 10/01/2013 tarihli işleminin iptali ile davacının Türk vatandaşlığından çıktığı 21/08/2002 tarihine kadar 3201 sayılı Yasa uyarınca yurt dışında geçen hizmet sürelerini borçlanabileceğinin ve borçlanma talep tarihindeki prim ödeme tutarı üzerinden primlerin ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 09.01.1973 doğumlu davacının yurt dışında 26.08.1981 tarihinden itibaren ikamet ettiği ve eylemli çalışmasının 01.09.1990 tarihinde başladığı, Türkiye’de 03.09.2012-05.09.2012 tarihleri arasında (3) gün 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalı çalışmasının bulunduğu, 28.09.2012 ve 18.12.2012 tarihlerinde yurt dışı borçlanması talebinde bulunduğu, 21.08.2002 tarihinde Türk vatandaşlığından izinle çıktığı ancak 11.11.2010 tarihinde yeniden vatandaşlığa alındığı, davacının 28.09.2012 tarihli borçlanma talebi üzerine Kurumun talep tarihinde Türk vatandaşı olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında 09.01.1991-20.08.2002 ve 11.11.2010-31.08.2012 tarihleri arasındaki süreyi (4833 gün) borçlanma imkanı tanıdığı, davacının 18.12.2012 tarihli dilekçesi ile 20.08.2002-11.11.2010 tarihleri arasındaki süreyi borçlanmak istediği ancak Kurumun 10.01.2013 tarih ve 22.040.705 sayılı yazısı ile 20.08.2002-11.11.2010 tarihleri arasındaki sürede Türk vatandaşı olmadığından istemi reddettiği anlaşılmaktadır.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.”
Kanun’un açık düzenlemesi karşısında yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçmeyen sürenin borçlanılması mümkün olmadığı gibi Anayasa’nın 62.maddesinde sosyal güvenliklerinin sağlanması için Devletin gerekli tedbirleri alması öngörülen kişilerin Türk vatandaşları olduğu ifade edilmiştir.
Mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 29. maddesi ile yürürlükteki 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 28.maddesinde doğumla Türk vatandaşlığını kazanmış olup da sonradan Bakanlar Kurulundan çıkma izni almak suretiyle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanan kişilerin sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş olmakla, bu kişilerin borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmaları zorunlu değildir (Hukuk Genel Kurulunun 28.04.2010 gün ve 2010/10-210 E. 2010/240 K. sayılı kararı). Anılan hükümler ile Türk vatandaşlığından izinle çıkanların borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma koşulu aranmaksızın Türk vatandaşlarının haiz olduğu sosyal güvenlik haklarını kullanması amaçlanmış olup böylece 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesi ile borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma koşulu arayan düzenlemeye vatandaşlık hukuku çerçevesinde istisna getirilmiştir. Ne var ki bu istisna, borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olanlar ile vatandaşlıktan izinle çıkanlar arasında eşitliğin sağlanmasından öteye Türk vatandaşlarına dahi tanınmayan bir süreyi borçlanma hakkı vermez.
Anılan hükümler ile izinle Türk vatandaşlığından çıkanların Türk vatandaşları gibi borçlanma hakkını haiz oldukları kabul edilmekte ise de vatandaşlık hukukuna dair istisnai nitelikteki bu hükmün yurt dışı borçlanma hukukunun temel kurallarını düzenleyen 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre öncelikli uygulanması mümkün değildir.
Öte yandan Türk vatandaşlığının kaybı ile birlikte yabancı muamelesine tabi tutulan kişilerin Türk vatandaşı olmadıkları döneme “saklı tutulan hak” kapsamında borçlanma hakkı tanınması mümkün değildir.
Somut olayda, davacının Türk vatandaşı olmadığı dönemi borçlanma isteminin Kurumca reddi doğru olup mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.