Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6340 E. 2014/21512 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6340
KARAR NO : 2014/21512
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Samsun 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2014
NUMARASI : 2013/83-2014/23

Davacı, 01/09/2008 tarihinden sonra zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine, buna ilişkin işlemlerin iptaline, 01/11/2012 tarihi itibariyle 5510 sayılı Yasa’nın 4/a kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, davacının 01/09/2008 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile davacıya 01/11/2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 4/b-4 maddesi ile “tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını”, 5510 sayılı Yasa’nın 6/i maddesi “Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun madeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağını”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi ” tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruuluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği” 5510 Sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği” düzenlenmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/05/1995-31/10/1996, 01/07/1999-31/12/2002 ve 01/09/2008-05/08/2012 tarihleri arası Kurumca tarım bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, 05/08/2008-05/08/2012 tarihleri arası ziraat odasına kayıtlı olduğu,1996-2012 yılları arası SSK (5510/4-a) kapsamında hizmeti bulunduğu, tarım il müdürlüğü kayıtlarında 2011-2012 yıllarında doğrudan gelir desteği talebinin bulunduğu, adına kayıtlı 23 dekar hisseli arazi olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece salt ziraat odası kaydının tarım Bağ-Kur sigortalılığı için yeterli olmadığını belirtilmiş ise de, davacının uyuşmazlık konusu dönemde tarım ilçe müdürlüğüne doğrudan gelir desteği talebi olduğu, ayrıca adına kayıtlı araziler bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının tarımsal faaliyetinin 5510 sayılı Yasanın 6. maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; davacının tapu ve il tarım müdürlüğü kayıtları dikkate alınarak uyuşmazlık konusu olan dönemde yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını (5510 s.Y. geçici 16. maddesinde belirtilen oranlar dikkate alınarak) konusunda uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit ettirilip sonucuna göre, ayrıca yaşlılık aylığı talebinide oluşan bu duruma göre değerlendirilip karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.