Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6315 E. 2014/24340 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6315
KARAR NO : 2014/24340
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Bayramiç Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2011/228-2013/251

Davacılar iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 125.953.00.TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/11/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat G.. B.. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava 28.09.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 79,00 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle, sigortalının maddi ve manevi tazminat istemi ile eşinin manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı V.. B..’in davalıya ait işyerinde kaza geçirerek % 79,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, kazalı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisinin bulunduğu, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık; yapılan işin tarım ve orman işi olup olmadığı ve işin İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığına giderek görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkindir.
Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bilme mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir. Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur. a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmalıdır.
Davanın tarafları işçi ve işveren olup dava konusu olay bakımından bu koşul gerçekleşmiştir. Uyuşmazlığın iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanması gerektiğine ilişkin koşula gelince:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-b maddesi gereğince “50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, bu kanun hükümleri uygulanmaz.” Kısaca, işçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir işyerinde çalışan işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde değil, görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir
Öte yandan tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde 50 dahil daha az işçi bulunsa bile, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu Toplu İş Sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
Bunun dışında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir. Buna göre; “1-Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde, 2.Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde, 3.Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde, 4.Bir işyerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde,” çalışanların İş Kanunu kapsamında olacakları belirtilmiştir.
Sonuç olarak, tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanununa tabidir.
Diğer taraftan, işçi tarım işinde çalışırken bu iş dışında tarım işi sayılmayan ek bir görevde çalışabilir. Bu durumda yaptığı işler arasında hangisinin baskın olduğu açıklığa kavuşturulmalı ve sonucuna göre görevli mahkeme belirlenmelidir.
Somut olayda davacı V.. B..’in davalıya ait çiftlikte meyve ağaçlarının bakımı ve sulanması ile diğer çiftlik işleri ile uğraştığı, giderek işinin tarım işi ve kazalının da tarım işçisi olduğu ve işyerinde çalışan sayısının 50’den az olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, gerek kazalının ve gerekse kazalının ağır bedensel zarar gördüğünden bahisle eşinin istemleri bakımından, uyuşmazlığın iş akdinden ve İş Kanunundan doğmadığı giderek görülmekte olan davada, 5521 sayılı Yasanın 1. maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığı açık-seçiktir.
Öte yandan, zararlandırıcı olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası sayılması, İş Mahkemesinin görevli olması için yeterli olmayıp 5521 sayılı Yasanın 1.maddesinin öngördüğü koşulların ayrıca olayda gerçekleşmesi gerektiği de söz götürmez.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, davanın görülmesinde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmek gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, davacılar yararına takdir edilen 1.100.00.TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.