Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6306 E. 2014/17179 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6306
KARAR NO : 2014/17179
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2010/1019-2013/882

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine ve özellikle hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi raporunun olay ve oluşa daha uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı temyizine gelince;
Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı ıslah harcı yanında başvuru harcı da yatırarak 14.11.2013 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat miktarını artırmış ayrıca manevi tazminat isteminde de bulunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebi konusunda usulünce açılmış bir davanın ıslahı mümkün olmadığından bu talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulurken, davacının manevi tazminat istemiyle ilgili dilekçesinin hukuki değerlendirmesinde yanılgıya düşüldüğü görülmektedir.
Gerçekten ıslahla dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınmasının mümkün olmadığı, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmadığı, bu yöndeki istemlerin davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere reddinin gerektiği dairemizin yerleşmiş görüşlerindendir. Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır.
İnceleme konusu olan bu olayda maddi tazminattan bakiye alacak miktarı ile manevi tazminat istemine ilişkin dilekçenin verilmesini takiben başvurma harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre ıslah talebiyle verilen dilekçenin bu haliyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulünün gerektiği ortadadır. Hal böyle olunca da davacının ek dava yoluyla manevi tazminat isteminde bulunduğunun kabulü ile manevi tazminat istemi ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek, ek dava dilekçesinin ıslah dilekçesi kabul edilmek suretiyle manevi tazminat hakkında herhangi bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davalıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.