Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6265 E. 2014/8396 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6265
KARAR NO : 2014/8396
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2012
NUMARASI : 2012/146-2012/512

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle, Bağ-Kur hizmetleri ile çakışan dönemlerde Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine, 506 sayılı Yasa’ya tabi SSK sigortalısı olarak geçen hizmetler olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı Kurum tarafından Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği, 01.03.2007- 28.02.2011 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 06.09.2003 tarihli giriş bildirgesi ile 12.12.2002 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 28.05.1995 – 10.02.2006 tarihleri arasında ve 10.01.2007 tarihinden itibaren devam eden vergi mükellefiyetinin bulunduğu, Limited Şirket ortaklığından dolayı 12.12.2002 – 08.02.2006 tarihleri arasında Ticaret ve Sanayi Odasına üye olduğu, 11.04.2006 – 31.12.2006; 01.03.2007 – 31.12.2007; 15.02.2008 – 14.12.2008; 02.02.2009 – 01.12.2009; 15.02.2010 – 31.12.2010 ve 01.02.2011 – 31.12.2011 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı çalıştığı, Dairemizin 2013/1291E, 2014/1730K sayılı, 10.02.2014 tarihli ilamı ile davacının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17.maddesinden yararlanıp yararlanamayacağının tespiti için dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın geçici 17.maddesinde “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ayrıca, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup “çakışan sigortalılık” olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi olması hali, yani zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak çözüme kavuşturulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğidir.
Somut olayda, davacının Bağ-Kur sigortalılığı ile 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı çakışmakta ve önceden başlayıp devam eden vergi mükellefiyetinden dolayı önceden başlayan sigortalılığın Bağ-Kur sigortalılığı olduğu, ayrıca davacının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17.maddesinden yararlanma şartlarını taşımaması sebebi ile Bağ-Kur sigortalılığının durdurulmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacının dava konusu dönemde 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.