Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/622 E. 2014/9273 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/622
KARAR NO : 2014/9273
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2010/485-2013/222

Davacı murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 194.652,00.- TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan P.Müm. Ve Tic. Ltd. Şti ve S. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şirketinden müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan S. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. vekillerince istenilmesi ve davalılardan S. İnş. Taah. Tic. Ltd. Sti. vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19.11. 2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan E. A.Ş. vekili Av. M.. T.., Ö. C. Adi Ort. ve Özaltın İnş, Tic. San. A.Ş. vekili Avukat S. B., dahili davalı C. İnş.vekili Avukat E. N. K.ile davacılar vekili Avukat F. K. Y. geldiler. Davalılardan S. İnş. Taah.Tic. Ltd. Şti. İle P. Müm. Tic. Ltd. Şti. adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve eksikliğin ikmali açısından geri çevrilmesine karar verilen dava dosyası yeniden Dairemize gelmiş ve 08/01/2014 arihinde esasa kaydedilmiş olmakla dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacılar vekili ile temyiz eden davalı S. İnş Taah Tic Ltd Şti vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 09.04.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece anahtar teslimi iş verdiği ve kusuru bulunmadığından davalı E.S. Enerji Üretim AŞ’ne yönelik davanın reddine, Adi Ortaklığın Tüzel kişiliği bulunmadığından, davalı Ö.. O.. yönünden, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dahili davalılar Ö. İnşaat AŞ, C. İnşaat AŞ İle ihbar olunan sigorta şirketinin dosyada taraf sıfatları bulunmadığından haklarında karar verilmesine yar olmadığına, maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile davalılar P. Mümessillik ve Ticaret Ltd. Şti ile S. İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti’den tahsiline karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili ile davalılardan S. İnş Taah Tic Ltd Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Husumet konusu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 187. maddesinde (HMK 116) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir
Bu nedenle davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani bir davada taraf olabilmek için, ya hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder.
Öte yandan, HMK’nun “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124. maddesinde, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile olanaklı olduğu bildirildikten sonra, ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği isteminin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği istemini kabul edebileceği açıklanmıştır.
Bu yönde husumet yöneltilen Ö.-C. Adi Ortaklığının tüzel kişiliği, yani davada taraf ehliyeti yoktur. Hal böyle olunca yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde; adi ortaklığı oluşturan tüzel kişiler Ö. İnş Tic ve San AŞ ile C. İnş San ve Tic AŞ’ne yöntemince husumet yöneltilmesi sağlanıp tüm kanıtları toplandıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda adi ortaklığı oluşturan şirketlere husumet yöneltilerek davaya katılmaları sağlandığı ve davanın esası hakkında bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde, dosyada taraf sıfatları bulunmadığından haklarında karar verilmesine yar olmadığına karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
E.-S. Enerji Üretim AŞ’ne yönelik davanın reddine ilişkin karara yönelik temyiz nedenlerine gelince; Uyuşmazlık iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelen sigortalının uğradığı maddi ve manevi zarardan davalı E.-S.Enerji Üretim AŞ’nin sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Mahkemece davalılardan E.-S. Enerji Üretim AŞ’nin hukuki durumunun değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü görülmektedir.
Gerçekten iş kazası sonucu zarara uğrayan işçinin tazminat davası işveren veya kusurlu 3.kişilere yöneltilir. Bundan başka aracı olarak nitelendirilen kişilerce ise alınan işçilerin uğrayacakları zarardan dolayı asıl işverenin aracı ile birlikte sorumlu olacağı 4857 sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğidir.
Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun davalılar E.-Sa Enerji Üretim AŞ ile Ö. İnş Tic ve San AŞ ile C. İnş San ve Tic AŞ adi ortaklığı arasındaki hukuki ilişkinin işveren-aracı ya da üst alt işveren biçiminde olup olmadığıdır. 4857 sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince aracıdan söz edebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konulan bir iş olmalı ve bu işverenden görülmekte olan bu işin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler bir iş alt işverene devir edilmelidir. Davalı Ö.İnş Tic ve San AŞ ile C. İnş San ve Tic AŞ adi ortaklığının, diğer davalı E.-S. Enerji Üretim AŞ’ne ait M. ve K. barajları HES inşaatı ve hidro mekanik işlerinin yapımını üstlendiği, yapılan işin E.-S. AŞ’nin ana sözleşmesine göre şirketin faaliyet alanı içerisinde kaldığı ve üretim faaliyetinin gereği olduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca E.-S. Enerji Üretim AŞ’nin işi anahtar teslimi devrinin söz konusu olmadığı ortadadır. E.-S. Enerji Üretim AŞ ile davalılar Ö. İnş Tic ve San AŞ ile C. İnş San ve Tic AŞ adi ortaklığı arasındaki hukuki ilişkinin mahiyetine göre E.-S. Enerji Üretim AŞ’nin işverenlik sıfatı ortadan kalkmadığından aralarındaki ilişkiyi asıl-alt işveren ilişkisi olarak değerlendirmek gerekir. Bunun sonucunda da İş Kanununun 2/6 maddesi gereğince hüküm altına alınacak tazminattan, asıl işveren olarak E.-S. Enerji Üretim AŞ’nin kusuru bulunmasa bile sorumluluğu yoluna gitmek gerekirken, sözleşme ve ekleriyle fiili durum yanlış yorumlanarak, işin anahtar teslimi verildiğinden ve kusurunun bulunmadığından bahisle davalı E.-S. Enerji Üretim AŞ’ne yönelik davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı ile temyiz eden davalı S. İnş Taah Tic Ltd Şti vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar yararına takdir edilen 990.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılar ile davalı S. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.’ne iadesine, 29/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.