Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/6121 E. 2014/7340 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6121
KARAR NO : 2014/7340
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2013/819-2013/1630

Davacı, yurtdışındaki çalışmalarına ait süreleri 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkının bulunduğunun tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının yurt dışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi talep tarihindeki borçlanma tutarı üzerinden borçlanmaya hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, duruşmanın 19.12.2013 günlü oturumunda tefhim edilen kısa karar ile “Davanın kabulüne, Davacının borçlanma talebini reddeden Kurum işleminin iptali davacının borçlanmaya hakkı olduğu süreleri borçlanabileceğinin tesiptine, davacının başvuru tarihindeki bedel üzerinden ödeme yapabileceğinin tespitine” karar verilmiş ise de gerekçeli kararda “Davanın kabulüne, davacının borçlanma talebini reddeden Kurum işleminin iptali ile davacının borçlanmaya hakkı olduğu süreleri borçlanabileceğinin tesiptine” karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa kısa karar ile gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.04.1992 günü ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.