YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6021
KARAR NO : 2014/6532
KARAR TARİHİ : 01.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/173-2013/1013
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B. M. Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 22.11.2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 35,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen 13.12.2012 günlü manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 100.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline ilişkin kararın davalılar vekillerince temyiz edilmesi ile Dairemizce yapılan inceleme sonunda davacının sürekli iş göremezlik oranının kontrol kayıtlı olduğu dikkate alınmaksızın ve manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşülerek ve özellikle manevi tazminatın çok fazla takdiri suretiyle hüküm kurulması isabetsiz bulunarak bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bu davanın kısmen kabulü ile bu kez 60.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş ve bu karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmakla lehine bozma yapılan taraf bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bozma doğrultusunda işlem yapılmak gerektiği açıktır. Somut olayda davacının sürekli işgöremezlik oranının kontrol kayıtlı olduğu ve sonucunun belli bulunmadığına ilişkin bozma ilamına uyulmasına rağmen, bunun gereği yerine getirilmemiştir. Davacıda belirlenen sürekli iş göremezlik oranındaki kontrol kaydının kaldırılıp kaldırılmadığı belli değildir. Mahkemece sigortalının 06.09.2010 tarihli hastaneye sevk yazısının sonucu sorulmuş ve SGK’da davacının sürekli iş göremezlik oranının %35,20 olduğunu bildirerek, 07.04.2011 tarihli hastane raporunu göndermiştir. Ancak kontrol kaydının kaldırıldığına ilişkin dosya içerisinde bilgi ve belge mevcut değildir. Hal böyle olunca davacının sürekli iş göremezlik oranın kesinleştiğinden ve giderek tazminatın belirlenmesinde esas alınabileceğinden söz edebilmek mümkün değildir.
Kabule göre de, olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ıstırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nefaset kurallarına göre, 100.000,00-TL manevi tazminatın çok fazla olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak bu kez 60.000,00-TL’na karar verilmesi hatalı olmuştur. Takdir olunan manevi tazminatın, %35,20 oranındaki sürekli işgöremezlik dikkate alınsa bile, davacı yararına uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereklerini karşılamaktan çok uzak olduğu ortadadır
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, davacının sürekli iş göremezlik oranı kesinleştirilmeden hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.