Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5992 E. 2014/7336 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5992
KARAR NO : 2014/7336
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2013
NUMARASI : 2013/637-2013/1730

Davacı, Alman Rant Sigortasına giriş tarihi olan 30/09/1982 tarihinin Türkiye sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve bu tarihten itibaren borçlanma talebinin kabulüne, en düşük prim üzerinden emekli olabileceğinin tespitiyle, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 30.09.1982 olarak tespiti, yurt dışında geçen süreyi 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile 40 yaş ve 5000 gün üzerinden emekli olabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı S.. Ö..’in Türk vatandaşı iken yurt dışında geçen borçlanmaya esas sürelerinden dilediği kadarını borçlanma talep tarihinde geçerli olan asgari prim miktarı üzerinden 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanabileceğinin tespitine, bu yöne ilişkin Kurum işleminin iptaline, davanın niteliği ve istemler gereği davacının hukuki yararı bulunmayan diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 38.maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5.maddesinin son fıkrasında “Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” hükmü bulunmakta ise de Anayasa’nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme hükümleri 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip olduğundan ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebinde bulunulması veya kısmen de olsa borçlanma bedelinin ödenmesi zorunlu değildir.
Uluslararası sözleşmelere konulan bu yöndeki hükümlerin amacı; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının ülkemize dönmesi halinde uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan haklar yönünden önem arz eden sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde ülkemizde çalışan sigortalılar ile aynı koşullara tabi tutmak olup bu hüküm 3201 sayılı Yasa’da yer alan yurtdışı borçlanma hükümlerinden bağımsız bir sosyal güvence olduğundan uygulanması için borçlanma koşulu da aranmaz.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatına malullük, yaşlılık ve ölüm (uzun vadeli sigorta kolları) hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla yürürlüğe giren 30.05.1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ile 08.05.1985 tarih ve 3201 sayılı Kanun’ların kendilerinden önce yürürlüğe giren uluslararası sözleşmeler ile yabancı bir ülkede çalışan Türk vatandaşlarına tanınan sosyal güvenlik haklarını koşula bağlaması, ortadan kaldırması veya sınırlaması da Anayasa’nın 90.maddesinin açık hükmü karşısında mümkün değildir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 30.09.1964 doğumlu davacının 16.08.1982 tarihinden itibaren yurt dışında eylemli çalışmasının bulunduğu, ülkemizde sigortalı çalışması bulunmadığından sigortalı tescilinin borçlanmayı gerçekleştirme amacıyla 4/1-(b) bendi kapsamında sigortalı tescilinin yapıldığı, 17.01.2013 tarihli başvuru ile 5000 gün borçlanma isteminde bulunduğu, davacının izinle 16.11.2001 tarihinde Türk vatandaşlığından çıktığı, Kurumun borçlanma istemini borçlanma talep tarihinde vatandaş olmadığı gerekçesiyle reddettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 30.09.1964 doğumlu davacının 18 yaşını ikmal ettikten sonra yurt dışında fiili çalışmasının bulunduğu “30.09.1982” tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken 3201 sayılı Yasa kapsamında prim ödemesi bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Öte yandan, mahkemece borçlanmaya konu sürenin geçmiş sayılacağı sigortalılık statüsünün belirlenmesi istemi (3201 SK m 5/4) hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı ve davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.