Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5980 E. 2014/7338 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5980
KARAR NO : 2014/7338
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/01/2014
NUMARASI : 2013/1713-2014/17

Davacı, Türk vatandaşı iken yurtdışında geçen 11/02/1980-19/02/1990 tarihleri arasındaki borçlanmaya esas süreleri borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve özellikle aylığa hak kazanmak için Türk vatandaşı olmaya gerek olmadığı gibi davacının sigortalılık başlangıç tarihinde Türk vatandaşı olduğu anlaşılmakla mahkemece sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine karar verilmesinin yerinde olmasına göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, davacının yurt dışında 11.02.1980-19.02.1990 tarihleri arasında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Yasa’ya göre borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile Almanya’da ilk defa sigorta kapsamına alındığı 11.02.1980 tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının Türkiye sigorta başlangıç tarihinin Alman rant sigortasına giriş tarihi olan 11.02.1980 tarihi olduğunun tespitine ve davacının Türk vatandaşı iken yurt dışında geçen 11.02.1980-19.02.1990 tarihleri arasındaki borçlanmaya esas sürelerinden dilediği kadarını 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.”
403 sayılı mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun değişik 29.maddesi ile 5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 28.maddesinde doğumla Türk vatandaşı olup da İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanların, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı tutulmuş olup; anılan kişilerin bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tâbi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri belirtilmiştir. Açıklanan kanun maddeleri, çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden kişilerin kazanılmış haklarının korunacağını belirtmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2005 gün ve 10/492-646, 16.11.2005 gün ve 21/682-618, 08.03.2006 gün ve 21/15-58 ve 08.03.2006 gün ve 21/6-56 sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Öte yandan 403 sayılı mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun “Kaybettirme” başlıklı 25.maddesinin (ç) bendine göre yurt dışında bulunup da muvazzaf askerlik görevini yapmak veya Türkiye’de savaş ilanı üzerine yurt dışında bulunup da, yurt savunmasına katılmak için yetkili kılınmış makamlar tarafından usulen yapılacak çağrıya mazeretsiz olarak üç ay içinde icabet etmeyenlerin Türk vatandaşlığını kaybettiklerine Bakanlar Kurulu tarafından karar verilebilir. 5901 sayılı Kanun’un 29.maddesinde ise izin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yaptıkları resmi makamlarca tespit edilen kişilerin Türk vatandaşlığının Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile kaybettirilebileceği açıklanmıştır. 5901 sayılı Kanun’un 43.maddesine göre mülga 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 25 inci maddesinin (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiş olan kişiler başvurmaları halinde, millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak kaydıyla, Türkiye’de ikamet etme şartı aranmaksızın Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden Türk vatandaşlığına alınabilirler.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında; 403 sayılı mülga Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 25 ve 5901 sayılı Kanun’un 29.maddesine göre Türk vatandaşlığını kaybettiklerine karar verilenlerin sosyal güvenlik hakları saklı tutulmadığından, 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmadıklarından borçlanma hakkından yararlanmaları mümkün değildir.
Somut olayda, davacının Türk vatandaşlığının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 25.maddesinin (ç) bendine göre kaybettirilmesi nedeniyle aynı Kanun’un 29.maddesinde saklı tutulan sosyal güvenlik haklarından yararlanmalarının mümkün olmadığı ve 5901 sayılı Kanun’un 43.maddesine göre Türk vatandaşlığına alınmak için başvurusunun da bulunmadığı anlaşılmakla davacının yurt dışında geçen süreyi borçlanma isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.