Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5901 E. 2014/12164 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5901
KARAR NO : 2014/12164
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/771-2013/1466

Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen icra takiplerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak ödeme emirlerinin bir kısmının iptaline karar verilmiş ise de, zamanaşımı süresine ilişkin değerlendirmede hataya düşüldüğü görülmektedir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 80.maddesinde 3917 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanun’la yapılan bu değişiklik aynı Kanun’un 8.maddesi hükmüne göre 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24/06/2004 tarih ve 5198 sayılı Kanun’la aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06/07/2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 08/12/1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Kanun’un yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. 08/12/1993-06/07/2004 tarihleri arası dönemde ise zamanaşımı süresi 5 yıldır. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise yine Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanun’un getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanun’un zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır.
6183 sayılı Kanun’un 103.maddesinde zamanaşımını kesen haller sayılmış olup kesilmenin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının çiftçi mallarını koruma derneğinin yönetim kurulunda görevli olduğunun belirtildiği, davacıya muhtelif 2002/7-2009/2 aylar arası prim, işsizlik sigortası primi, damga vergisi, özel iletişim vergisi ve eğitime katkı payı borçlarını içeren ödeme emirlerinin gönderildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda,. Prim borçlarında tahsil zamanaşımı borcun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenir. 08/12/1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları için zamanaşımı süresi 5 yıl olup zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır. Dolayısıyla mahkemece 08/12/1993-06/07/2004 tarihleri arası döneme tekabül eden kurum alacakları yönünden zamanaşımı süresini 5 yıl olararak kabulü yerindedir. Ancak 06/07/2004 tarihinden sonraki dönem yönünden ise zamanaşımı süresini 10 yıl yerine yine 5 yıl olarak alınıp sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.