Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5670 E. 2014/21586 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5670
KARAR NO : 2014/21586
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2011/118-2014/25

Davacı-karşı davalı aylığın kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline, biriken aylıkların faiziyle tahsiline, davalı kurum tarafından açılan itirazın iptaline,
Davalı-karşı davacı, yersiz olarak ödenen aylıklar için icra takibine yapılan itirazın iptaline, %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı/karşı davalının ve davalının/karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının(karşı davalı)aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali istemli olup; karşı dava ise karşı davacı/davalı SGK’nun karşı davalıya/ davacıya yersiz ödediği aylıklar yönünden başlatılan icra takibine yönelik davacı/karşı davalının itirazının iptali ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davacı/karşı davalı aleyhine %40 oranında icra-inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın(iptal) kabulüne; karşı davanın(itirazın iptali) reddine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının/karşı davalının, 03/03/2005 kesinleşme tarihli ilam ile anlaşmalı olarak eşinden boşandığı, 28/03/2005 tarihinde yaptığı başvuru neticesinde davalı kurum tarafından 2004 yılında ölen babasından dolayı 01/04/2005 tarihinden itibaren ölüm aylığına bağlandığı tespit edilmiş, davalı kurum tarafından ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 01/12/2010 tarihli kontrol memuru raporuna dayanak teşkil eden ve kolluk marifeti ile yaptırılan araştırmada, davacı ve eski eşinin birlikte yaşadıkları bildirilmiştir. Mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmalarında ise davacının, eski eşi ile birlikte iki katlı evlerinin üst katında yaşadıkları; evin alt katında ise oğullarının yaşadığı; eski eşin adres kaydının bulunduğu O.Mahallesi’nde yapılan araştırmada ise,
bildirilen adreste eski eşin annesinin oturduğu, eski eşin ise davacı ile birlikte başka bir mahallede yaşadığı çevre sakinlerinin beyanları ile anlaşılmış, davacının kayıtlı olduğu yerleşim yerinde, eski eşine ait elektrik ve su aboneliklerinin bulunduğu, evin mülkiyetinin de eski eşe ait olduğu tespit edilmiş, mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının, davacı ve eski eşi arasında fiili birlikte yaşamın bulunmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, ihbar üzerine düzenlenen kontrol memuru raporuna esas kolluk araştırmasında, davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşadıklarının tespit edilmesi, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmalarının da, kontrol memuru raporunu teyit etmesi, davacının kayıtlı olduğu yerleşim yerinin mülkiyetinin, elektrik ve su aboneliklerinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyecek şekilde eski eşin üzerinde olması hususları birlikte göz önüne alındığında; boşanma sonrasında da davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden davanın(iptal davası)reddine yerine kabulüne; karşı davanın(itirazın iptali davası)ise kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davanın(iptal davası) reddedilmesi; karşı davanın(itirazın iptali davası) ise kabul edilmesinden ibarettir.
Öte yandan, kabule göre de; davacı/karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği karşı davanın reddine karar verildiği halde; davacı/karşı davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsiz olmuştur.
O halde, davacı/karşı davalı vekili ile davalı/ karşı davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı karşı davalıya iadesine, 27/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.