Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5512 E. 2014/10730 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5512
KARAR NO : 2014/10730
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/10/2011
NUMARASI : 2009/242-2011/1012

Davacı, Mahkemenin 12/10/2011 tarih ve 2009/242 Esas sayılı kararının hüküm kısmında maluliyet oranının başlangıç tarihi belirtilmediğinden maluliyet oranının başlangıç tarihinde hüküm kısmına yazılmasıyla kararın tavzihen düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, tavzih talebinin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı vekili 24.10.2013 havale tarihli dilekçesi ile, davacının sürekli iş göremezlik oranının tespitine dair 12.10.2011 tarihli kararda 04.07.2011 tarihinde meydana gelen iş kazasında davacının sürekli iş göremezlik oranının % 54 olduğunun tespitine karar verilmesine rağmen sürekli iş göremezlik oranının iş kazası tarihinden itibaren geçerli olduğu açıkça yazılmadığından uygulamada tereddüte yol açtığını, bu nedenle karada sürekli iş göremezlik oranını hangi tarih itibariyle tespit olunduğunun “Tavzih” yoluyla düzeltilmesini istemiştir. Öte yandan, tavzihe konu Diyarbakır 1. İş Mahkemesi’nin 12.10.2011 tarih 2009/242 esas ve 2011/1012 sayılı kararının davalılarca temyizi üzerine, Dairemiz tarafından 30.01.2012 tarih 2011/16983 esas 2012/551 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Hükmün tavzihi HMK 305. (HUMK.nun 455.) maddesinde düzenlenmiş olup, tavzih yoluyla bir hükmün anlaşılamayacak biçimde bulunması veya açıklıkla anlaşılamaz ve çelişik fıkralar taşıması durumunda, hükümdeki gerçek anlamı meydana çıkarmak amacıyla başvurulan yasal bir yoldur. Hükmün tavzihi yoluyla, hükümle tanınmış haklar sınırlandırılamayacağı gibi genişletilmesi ve değiştirilmesi de olanaksızdır.
Yukarıda belirtilen açıklamalara göre, 12.10.2011 tarihli hüküm anlaşılamaz veya çelişkili fıkralar taşımadığı dikkate alınarak davacı vekilinin 24.10.2013 tarihli tavzih talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yukarıdaki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.