Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/545 E. 2014/7734 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/545
KARAR NO : 2014/7734
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Türkoğlu Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2007/15-2013/90

Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere ve temyiz nedenlerine göre davacılar ile davalılar Aftur A.Ş ve A.. A..’ın tüm, aleyhine hüküm kurulan N.. C..’in ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, 21.11.2006 tarihindeki iş kazasında vefat sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat davalarının reddine, davacı eş için 10.000,00TL çocuklar için ise 5.000,00’erTL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 21.11.2006 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğu, hükme esas alınıp oluşa uygun düşen 20.04.2009 tarihli kusur raporunda kazanın meydana gelmesinde %50 oranında davalı şirketin, %10 oranında davalı Ali’nin, %15 oranında şirket çalışanı Necati’nin ve %25 oranında da kazalının kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı H.M.K’da dahili dava diye adlandırılan bir müessese bulunmamaktadır. Açılmış bir davada üçüncü bir kişinin davalı olarak gösterilmesi istenirse harcı ödenerek o kimse hakkında usul hükümlerine uygun bir dava açılması gerekir. Dahili dava dilekçesinin birleştirme istemini de içeren yeni bir dava niteliğinde olduğunu düşünmekte mümkündür. Ancak bu durumda da bu niteliği ile de birleştirilen yeni davanın da harca tabi olduğu, diğer bir deyişle dahili dava dilekçesi ile birlikte yeni dava açılırken yapıldığı gibi başvurma ve peşin harcın yatırılması gerektiği ortadadır.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda dava açılırken taraf gösterilmeyen N.. C..’in davaya dahil edilmesi sırasında yalnızca adı geçen bu kişiye dahili davalı dilekçesi tebliğ edilmiş, yeni bir dava açılırken yatırılması gereken başvurma harcı ile peşin harç yatırılmamıştır. Bu duruma göre aleyhine hüküm tesis edilen N.. C.. bakımından usulünce açılmış bir davanın söz konusu olmadığı açıktır. Hal böyle olunca da hakkında harcı yatırılarak usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmayan ve mevcut hali ile ihbar olanan konumunda bulunan N.. C..’in 21.03.2013 tarihli kararda davalı olarak gösterilmesi ve aleyhine hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde, N.. C.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacılar ile davalılardan A.. A… ve A.. A..’a yükletilmesine, 14.04.2014 günü oy birliği ile karar verildi.