Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5444 E. 2014/13865 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5444
KARAR NO : 2014/13865
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/571-2013/700

Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 03.10.2004 tarihindeki iş kazasında vefat sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalı L. K. Nak.Ltd.Şti aleyhine açılan davaların reddine, davacı çocuk Kerem için 35.629,61TL maddi-15.000,00TL manevi, davacı baba Ahmet için 8.000,00TL manevi tazminatın davalı Karayolları Gen.Müd.’den tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Uyuşmazlık Mahkemesinin davacılar ile davalı Karayolları Gen.Müd. arasındaki ihtilaf bakımından Adli Yargı yolunun görevli olduğuna karar verdiği, 03.10.2004 tarihinde meydana gelen trafik iş kazasına ilişkin alınan 28.11.2007 tarihli kusur raporunda %70 oranında davalı Karayolları Gen.Müd.’nün, %30 oranında da kazalı sigortalının kusurlu olduğunun belirtildiği, yine aynı olaya dair alınan 28.10.2008 tarihli raporda bu kez anılan kazanın meydana gelmesinde %70 oranında yola akan akaryakıtın yolu kaygan hale getirmesinin etkili olduğunun, %30 oranında da kazalı hatası nedeniyle kazanın meydana geldiğinin açıklandığı. Diğer yandan davalı L. K. Nak.Ltd.Şti’nin maddi zararlarının tazmini için İdari Yargıda diğer davalı aleyhine açtığı tam yargı davasında alınan kusur raporunda tüm kusurun sürücü K. Ö.’de olduğunu belirttiği, ayrıca davalı Karayolları Gen.Müd. aleyhine usulünce açılmış manevi tazminat davasının bulunmadığı, bu davalı bakımından davacılar vekilinin 10.03.2009 havale tarihli dahili dava dilekçesi ile 30.000,00TL manevi tazminatın tahsilinin istendiği ve Mahkemenin bu dahili dava dilekçesine itibar ile neticeye varıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı H.M.K’da dahili dava diye adlandırılan bir müessese bulunmamaktadır. Açılmış bir davada üçüncü bir kişinin davalı olarak gösterilmesi istenirse harcı ödenerek o kimse hakkında usul hükümlerine uygun bir dava açılması gerekir. Dahili dava dilekçesinin birleştirme istemini de içeren yeni bir dava niteliğinde olduğunu düşünmekte mümkündür.
Ancak bu durumda da bu niteliği ile de birleştirilen yeni davanın da harca tabi olduğu, diğer bir deyişle dahili dava dilekçesi ile birlikte yeni dava açılırken yapıldığı gibi başvurma ve peşin harcın yatırılması gerektiği ortadadır.
Bunun yanında insan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğu olup iş kazası iddiasına dayanan tazminat davalarında hüküm altına alınacak tazminatlara etkisi bakımından tarafların kusurunun aidiyeti ve oranının hiç kuşkuya yer açmayacak biçimde ortaya konulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda; davacıların manevi tazminat davaları bakımından dava açılırken taraf gösterilmeyen Karayolları Gen.Müd.’nün davaya dahil edilmesi sırasında yalnızca adı geçen bu tüzel kişiliğe dahili davalı dilekçesi tebliğ edilmiş, yeni bir dava açılırken yatırılması gereken başvurma harcı ile peşin harç yatırılmamıştır. Bu duruma göre manevi tazminat davaları bakımından aleyhine hüküm tesis edilen Karayolları Gen.Müd. aleyhine usulünce açılmış bir davanın söz konusu olmadığı açıktır. Hal böyle olunca da hakkında harcı yatırılarak usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmayan ve mevcut hali ile manevi tazminat davalarında ihbar olanan konumunda bulunan Karayolları Gen.Müd.’nün 24.12.2013 tarihli kararda aleyhine manevi tazminata karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bunun yanında hükme esas alınan kusur raporu ile İdari Yargıda açılan tam yargı davasında alınan kusur raporu arasında aynı olaya ilişkin farklı değerlendirmelerinin yapıldığı ortadadır. Oysaki tazminat davalarında taraflar kusurunun aidiyeti ve dağılımı yukarıda da açıklandığı üzere hiç bir tereddüt kalmayacak şekilde tespit olunmalıdır. Hal böyle olunca Mahkemece yukarıda belirtilen kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden eksik araştırma neticeye varılması da hatalı olmuştur.
Mahkemece yukarıda belirtilen bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş öncelikle işbu davada alınan kusur raporları ile idari yargı mercilerinde açılan tam yargı davasında alınan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için yine trafik-iş güvenlik uzmanlarından yeni bir rapor daha almak, akabinde davalı Karayolları Genel Müd. aleyhine usulünce açılmış manevi tazminat davasının bulunmadığını da göz önünde tutup tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticeye varmaktan ibarettir.
O halde, davalı Karayolları Gen.Müd vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Mahkemenin kabul ve uygulama şekli bakımından da; davalı Karayolları Genel Müd.’nün 6001 sayılı yasanın 12/2 maddesi gereğince harçtan muaf bulunmasına rağmen Mahkemece incelemeye konu kararda bu davalının harçlardan sorumluluğunu doğuracak şekilde hüküm tesis edilmesi de hatalı görülmüştür.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Karayolları Genel Müd.’nün diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,16.06.2014 günü oy birliği ile karar verildi.