YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5400
KARAR NO : 2014/25871
KARAR TARİHİ : 01.12.2014
MAHKEMESİ : Bursa 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2013/564-2013/1093
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 14/01/2008-03/11/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının gerçekte aldığı ücretlerin davalı Kurum’a davalı işverence eksik bildirildiğinin ve aradaki farkların Kurum kayıtlarına işlenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile “davacı B.. S..’ün gerçekte aldığı ücretlerin davalı SGK.na diğer davalı işverence eksik bildirildiğinin ve aradaki farkların SGK.na kayıtlarına işlenmesi gerektiğinin tespitine” dair kurulan hükmü Dairemizin 30.05.2013 tarih, 2012/5658 Esas ve 2013/11337 Karar sayılı ilamı ile özet olarak ” …Somut olayda, davacının sigortalı çalışmalarının geçtiği dönemlerdeki aylık kazanç toplamı kararda yazılı olmadığından, hüküm bu haliyle infaza elverişli değildir. Toplanan delil durumuna göre davacının her ay alabileceği ücret miktarı belirlenip bu miktar üzerinden hüküm kurulmalıdır” denilmek suretiyle bozulmuştur. Temyiz sonrası yapılan yargılama neticesi bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesidir. Bu kapsamda hizmet tespitine yönelik davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin hukuksal geçerliliği haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar içinse tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa da tanık dinletilmesi mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının işyerinde Mağaza Müdürü olarak görev yaptığı, 14/01/2008-26/02/2009 ve 01/03/2009-03/11/2009 tarihleri arasında davalı işyerinden davacı adına hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacı adına prime esas ücretin asgari ücretin üzerinde olarak( 2009/1. ay için 2.640,54 TL; 2009/10. ay için 2.692,88 TL) Kurum’a bildirilmiş olduğu, davacıya ait 2008/1-2009/11 aylara ilişkin ( 2008/10 ve 2009/11. ayları hariç ) imzalı olan ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu, banka personel maaş ödeme bilgilerinin getirtildiği, bankaya davacı adına yatırılan ücret ile ücret bordrolarında yer alan ücretin aynı olduğu, işyerinde performans ücret uygulamasının söz konusu olduğu iddiası üzerine 4 (dört) işyeri çalışanına ait işyeri onaylı performans kriteri ve maaş bordrolarının getirtildiği, performans kriterleri de gözönüne alınarak Kurum’a bildirilmesi gereken prime esas kazancın hesaplandığı bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ve davalı tanıklarının dinlenilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda tespiti talep olunan gerçek ücretin asgari ücret üzerinde kaldığı göz önünde bulundurulduğunda gerçek ücretin yazılı belgeler ile ispatlanması gerekir. Dosyada davacıya ait imzalı ücret bordroları var iken ve de davacı tarafından bu bordrodaki imzalara itiraz edilmemesi karşısında Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz davalılardan Ş.. A..’ne iadesine, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.