Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5240 E. 2014/11322 K. 26.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5240
KARAR NO : 2014/11322
KARAR TARİHİ : 26.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2009/905-2013/1308

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenler ile tarafların temyiz nedenlerine göre davacı vekili ile davalı şirketler K.A. Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve A.Elk. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin tüm, diğer davalı şirket Ü.İnş. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 28.12.2008 tarihli iş kazasında yaralanarak %18,20 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının tahsiline dairdir.
Mahkemece, 102.862,49TL maddi, 35.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar vermiştir.
Dosya kapsamından, davacının iş kazası sonucu %18,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, olayda davacının % 10, davalı işverenlerin ise % 90 oranında kusurlu oldukları, hükme esas alınan hesap raporunda bir hata bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda, olay tarihi, tarafların sosyal ekonomik durumları ile davacının mütefarik kusur oranı ve maluliyeti gözetildiğinde lehine kararlaştırılan 35.000,00TL tutarlı manevi tazminat fazladır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davalı şirket Ü.A. İnş. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı Ü.. A…’ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya ve davalılardan A.Elk.San.Tic.Ltd.Şti’ne yükletilmesine 26/05/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.