Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/521 E. 2014/14806 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/521
KARAR NO : 2014/14806
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2013
NUMARASI : 2009/1162-2013/997

Davacı, 09/12/1987-30/04/1990 ve 01/12/1991-01/03/1992 tarihleri arasında 1479 sayılı kanuna göre Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle 01/07/2009 tarihinden itibaren faizi ile birlikte yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Dava, davacının 09.12.1987 – 30.04.1990 ve 01.12.1991 – 01.03.1992 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun uyarınca Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 01.07.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile biriken aylıkların faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı kurumca kabul edilen sigortalı hizmet süreleri dışında 08.12.1987 – 30.04.1990 ve 01.12.1991 – 01.03.1992 dönemlerinde (01.05.1992 – 21.06.1992 dönemi istem dışı dönem) 1479 sayılı Kanunun 79. maddesine göre isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olarak tespitine, davacının bunun dışında kalan talepleriyle ilgili bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığı ile ilgili kurulan hüküm yerindedir. Ancak davacının yaşlılık aylığı talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması hatalı olmuştur.
HMK’nın 297. maddesi uyarınca; “hükmün sonuç kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Buna göre; Mahkeme, davacının dilekçesinde yazılı olan tüm talepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar vererek, bu konulardaki uyuşmazlığı sona erdirmelidir.
Somut olayda, davacının yaşlılık aylığı talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmayarak bu konudaki uyuşmazlığın sonlandırılmaması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının hüküm altına alınan 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığı da gözönünde tutularak davacının yaşlılık alığına hak kazanıp kazanmadığı ile ilgili de olumlu veya olumsuz bir hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.