Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5146 E. 2014/28079 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5146
KARAR NO : 2014/28079
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 23. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2013/478-2013/219

Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 07/08/1989 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 07/08/1989 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup, usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı olan ağabeyi Bekir’e ait “D.Mah. G. Caddesi no:… Avcılar/İstanbul” adresinde faaliyet gösteren işyerinde 07/08/1989 tarihinde çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin, davalı işverence davalı kuruma 23/08/1989 tarihinde, 668017 varide numarası ile ibraz edildiği ve davacıya ait SGK hizmet cetveli incelendiğinde, ilk sigorta prim ödemesinin 04/10/2000 tarihinde 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılık hükümlerine göre yapıldığı, öncesinde sigorta prim ödemesinin bulunmadığı anlaşılmış, davacının tespitini talep ettiği tarih itibari ile 598216.3202 işyeri sicil numaralı işyeri tarafından 1989 yılı 2. döneminde Kuruma ibraz edilen sigorta prim bordrosu olup olmadığının araştırılmadığı görülmüş, davalıya ait sözkonusu işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alınmadığı; ancak vergi kayıtlarına göre, davalı işverenin 26/07/1989-31/12/1991 tarihleri arasında “K. mahallesi G. Caddesi no: … Avcılar/İstanbul” adresinde, mobilyacılık alanında faaliyet gösteren işyerinin bulunduğu tespit edilmiştir.Bildirgede yazılı “D.Mah. G. Caddesi no:… Avcılar/İstanbul” ile vergi kayıtlarında yer alan “K. mahallesi G. Caddesi no:… Avcılar/İstanbul” adresleri ve 07/08/1989 olan işe giriş tarihi itibari ile davalı Kurum’dan , Belediye Başkanlığı ve ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden, ayrıca kolluk marifeti ile davalıya ait işyerine komşu işyerlerinin ve komşu işyeri bordro tanıklarının araştırılmadığı; yaptırılan bilirkişi incelemesine göre bildirge üzerinde yer alan imza ve fotoğrafın davacıya ait olduğu anlaşılmıştır, Davacının gösterdiği tanık N. K., davacı ve davalıyı 1988, 1989 yıllarından beri tanıdığını, 1988-1989 yıllarında ikamet ettiği evin altında bulunan E. D.’a ait işyerini davalı işveren Bekir’in kiraladığını, mobilya işi yaptığını, bu işyerinden evine belirtilen yıllarda oturma grubu aldığını, halen D.K. Mah. G. Caddesi no:…/4 Avcılar/İstanbul adresinde yaşadığını, hiç taşınmadığını, davacının 1,5-2 ay kadar bu işyerinde çalıştığını beyan etmiş olup; diğer davacı tanığı işyerinin mülk sahibi olduğu belirtilen Elaattin Doğan ise, D.K. Mah. G. Cad.No:… Avcılar/İstanbul adresinde dükkanının olduğunu, 1988,1989 yıllarında davalı işveren Bekir’e dükkanını kiraladığını, işyerinin mobilya yapımı ve satışı ile uğraştığını, emin olmamakla birlikte, aralarındaki kira ilişkisinin iki ay kadar sürdüğünü, sonrasında dükkanın boşaltıldığını, belirtilen dönemde davacıyı her gün dükkanda gördüğünü, mobilyaların yüklenmesi, boşaltılması işlerini yaptığını, kendisinin halen aynı adreste dükkanın üzerinde bulunan kendisine ait dairede ikamet ettiğini, binanın ikinci katında yer alan kendisine ait diğer daireyi tanık Nejla’ya sattığını bildirdiği görülmüş; Davalı işveren Bekir’in mahkeme huzurundaki beyanında bildirge tarihi itibari ile çalıştırdığı işyerinde davacı dışında çalışanı bulunmadığını ifade etmiştir.Mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, davacı tanıkları Nejla ve Elaaddin’in, Nüfus Müdürlüğü’nden geçmişe yönelik yerleşim yeri kayıtlarının temin edilmediği; yine “D.K. Mah. G. Caddesi no:…/4 Avcılar/İstanbul” yetkili Tapu Müdürlüğü’nden bu tanıklar adına kayıtlı gayrimenkul bulunup bulunmadığı, var ise bulundukları mevki ile ada-parsel numaralarının sorumadığı, dolayısı ile davacı tanıklarının beyanlarının doğruluğunun denetlenmediği anlaşılmıştır.
Bu haliyle dava dosyasındaki uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları(sigortalılık başlangıcının tespiti davaları) için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda, davalı işverenin davacının ağabeyi olduğunun anlaşılmasına göre davacı olan kardeşini sigortasız çalıştırması hayatın olağan akışına aykırı olup, dosya kapsamında yapılan araştırmanın da davanın kabulü için yeterli olmadığı açıktır.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp, 07/08/1989 olan bildirge tarihine göre davalı işyerine ait 1989 yılı 2. dönem sigorta prim bordrolarını Davalı Kurum’dan temin etmek; tespit edilen dönem bordro tanıklarının re’sen beyanlarına başvurmak; ilgili SGK İl Müdürlüğünden, Belediye Başkanlığından, ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden, ayrıca zabıta marifetiyle işyerine(bildirgeye göre “D.Mah. G. Caddesi no:… Avcılar/İstanbul”; vergi kayıtlarına göre “K. mahallesi G. Caddesi no:… Avcılar/İstanbul”; tanık beyanlarına göre “D.K. Mah. G. Caddesi no:…/4 Avcılar/İstanbul” adreslerine) o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahiplerinin hem ilgili Kurumlar nezdindeki kayıtları üzerinden hem de mahallinde titizlikle araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği, alınan ücret hususları ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, ayrıca davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda, davacı tanıkları Nejla ve Elaaddin’in, Nüfus Müdürlüğü’nden geçmişe yönelik yerleşim yeri kayıtlarını temin etmek; yine “D.K. Mah. G. Caddesi no:…/4 Avcılar/İstanbul” adresi itibari ile yetkili Tapu Müdürlüğü’nden bu tanıklar adına kayıtlı gayrimenkul bulunup bulunmadığı, var ise bulundukları mevki ile ada-parsel numaraları sorularak, davacı tanıklarının beyanlarının doğruluğunu denetlemek sureti ile gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa’nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.