Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/513 E. 2014/6487 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/513
KARAR NO : 2014/6487
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Balıkesir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2013/34-2013/685

Davacı, davalı Kuruma borçlu olmadıklarının tespitine, maaşlarından yapılan kesintilerin faiziyle iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi M.K. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; ölüm aylığı alan davacılara 01.03.2004 tarihinden itibaren fazla ödeme yaptığı gerekçesi ile toplam 4.739,81 TL borç çıkaran Kurum işleminin iptali ile davacıların davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ve maaşlarından yapılan kesintilerin iptaliyle dava sonuna kadar yapılacak kesinti miktarlarının yasal faizleri ile birlikte davacılara iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yargılama aşamasında davalı kurum tarafından davacılara çıkartılan borcun iptal edildiği ve yapılan kesintilerin iade edildiği, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıların, murisi Şeref Utku’dan dolayı 15.06.2001 tarihinden itibaren 5434 sayılı Kanun uyarınca ölüm aylığı aldıkları, Ocak 2009 tarihinde aylıkların incelemesi sonucunda; 01.04.2004 tarihinden itibaren davacılara fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği, fazla ödenen miktarların davacıların 01.05.2009 – 30.09.2009 tarihleri arasındaki aylıklarından kesildiği, Kurumun bu şekilde kesinti yapmasından sonra, davacıların Kurum işleminin iptali için 08.06.2010 tarihinde dava açtığı, Mahkemece 01.02.2011 tarihinde, “davacıların kötüniyetli olmaması nedeniyle yersiz ödeme miktarını iade ile yükümlü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; davacıların, davalı Kuruma borçlu olmadıklarının tesbitine, dul ve yetim aylıklarından yersiz ödeme ile ilgili yapılan kesinti işleminin iptaline, davacılardan kesilen tutarların yasal faizleriyle birlikte hak sahiplerine iadesine, davalı Kurumun bu konuda yarattığı muarazanın meni’ne” karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, Dairemiz tarafından 18.12.2012 tarih, 2011/3618 E., 2012/23692 K. sayılı ilamla; “Mahkemece öncelikle, 5510 sayılı Kanun’un 96. maddesi kapsamında araştırma ve inceleme yapılarak, yersiz ödemenin davacı sigortalının kasıtlı ve kusurlu davranışından mı, davalı Sosyal Güvenlik Kurumunun hatalı işleminden mi kaynaklandığı; eş söyleyişle davacının sebepsiz zenginleşmede iyiniyetli olup olmadığı hususlarının belirlenmesi; ardından da yine 5510 sayılı Kanun’un 96. maddesi hükmü gözetilerek yapılacak değerlendirme ve varılacak sonuç ile iade yükümünün kapsamının belirlenmesi ve davacının dava dilekçesine konu diğer talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu” belirtilerek hükmün bozulduğu, Kurumca kararın kesinleşmesi beklenmeden, Mahkeme kararı ile borç çıkartma işlemi iptal edildiğinden, ilgililerden yapılan kesintilerin faizi ile iade edildiği, bu nedenle davacı vekilinin Mahkemeye sunduğu 29.05.2013 tarihli dilekçesinde; “davacılara borç çıkartma işleminin iptal edildiği, kesintilerin faizi ile iade edildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığını” belirttiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacıların ölüm aylığından yapılan kesintilerin iptali ve iade işleminin; “Kurumun hatalı işlemi sonucu kesildiğinden dolayı değil, “Dairemizin 18.12.2012 tarih, 2011/3618 E., 2012/23692 K. sayılı ilamıyla bozulan, yerel mahkemenin 01.02.2011 tarih, 2010/362 E., 2011/61 K. sayılı Kararına istinaden” yapıldığı, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın devam ettiği anlaşılmıştır.
Yerel Mahkemenin 01.02.2011 tarih, 2010/362 E., 2011/61 K. sayılı Kararının, Dairemizin 18.12.2012 tarih, 2011/3618 E., 2012/23692 K. sayılı ilamıyla bozulmasından sonra, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 tarih ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık devam ettiğinden; Mahkemece, bozma ilamında belirtilen şekilde araştırma yapılarak uyuşmazlık ile ilgili karar verilmesi gerektiği halde, Kurum işleminin yanlış değerlendirilmesi sonucunda davanın konusuz kaldığı kabul edilerek, “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; taraflar arasındaki uyuşmazlığın devam ettiğini gözönünde tutarak, mahkemece uyulmasına karar verilen önceki bozma ilamının gereklerini yerine getirmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.