Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5039 E. 2014/11667 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5039
KARAR NO : 2014/11667
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2011/1455-2013/716

Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar N.. Ç.. ve B.. Ç..’ın maddi tazminat taleplerinin reddine, davacılardan A.. Ç.. için 16.111,24 TL maddi, davacı eş N.. Ç.. için 60.000,00 TL manevi, çocuklar B.. Ç.. ve A.. Ç..’ın her biri için ayrı ayrı 40.000,00’er TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından sigortalının 02/08/2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu öldüğü ve kazanın meydana gelişinde davalının %60, sigortalının %40 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK. 23/06/2004, 13/291-370 ).
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş N.. Ç.. için hükmedilen 60.000,00 TL manevi tazminat ile davacı çocuklar B.. Ç.. ve A.. Ç.. için hükmedilen 40.000,00’er TL manevi tazminatlar fazladır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,29/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.