Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/5008 E. 2014/12966 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5008
KARAR NO : 2014/12966
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Gebze 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/100-2013/712

Davacı, meslek hastalığı sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve sebeplerine göre davalının tüm; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, yakalandığı meslek hastalığı neticesinde sürekli iş göremez hale gelen sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sigortalının, meslek hastalığı nedeniyle %26 oranında sürekli iş göremezliğininve %10 oranında kusurunun bulunduğu; davalı işverenin ise %90 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 35.000 TL manevi ve 28.525,19 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, hükme esas alınan 25/10/2013 tarihli ek hesap raporunda, Dairemizin yerleşik içtihadlarına aykırı olacak şekilde davacı işçinin bakiye ömrünün, PMF 1931 yaşam tablosu yerine, CSO 1980 adlı başkaca yaşam tablosu kullanılarak hesaplandığı ve iki seçenek halinde yapılan hesaplamaların ilkinde toplam zarar üzerinden Kurumca bağlanan geçici iş göremezlik ödeneği ve ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir kısımlarının indirilmesi ile karşılanmayan zararın 53.748,48 TL olarak bulunduğu; ikinci hesaplamada ise toplam zarardan, geçici iş göremezlik ödeneği ve 23/01/2014 tarihine kadar geçerli olan tüm peşin sermaye değerinin tamamı indirilerek 28.525,19 TL karşılanmayan zarar tespit edildiği, hüküm mahkemesince TBK.nun 55. maddesine aykırı olacak şekilde, ikinci seçenek esas alınmak suretiyle 28.525,19 TL maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu haliyle uyuşmazlık, maddi tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında, zarar ve tazminatın belirlenmesine doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgöremezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Tazminat miktarının, PMF yaşam tablosuna göre işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez.
Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tespit edilerek, kaza tarihinden hüküm tarihine en yakın tarihe kadar bilinen dönemdeki kazancının mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen aktif dönemdeki net kazancının ise, en son yıllık işlemiş dönem net kazancı üzerinden belirlenerek, yıllık bazda %10 arttırılıp, %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşın bitiminde başlayıp, bakiye ömrün bitimine kadar devam eden pasif dönemde elde edeceği kazançların ise ortalama yöntemine başvurulmadan, bilinen en son net ve asgari geçim indirimi eklenmemiş asgari ücret üzerinden yine yıllık bazda %10 arttırılıp, %10 iskontoya tabi tutulacağı, işlemiş-işleyecek dönem kazançlarının her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
Öteyandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. hükmüne yer verilmiştir. Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Somut olayda; maddi tazminat hesabında davacının bakiye ömrünün PMF yaşam tablosuna göre hesaplanması, meslek hastalığı tespit tarihinden hüküm tarihine en yakın tarihe kadar bilinen aktif dönem, 60 yaşının ikmaline kadar bilinmeyen aktif dönem, 60 yaşından sonra bakiye ömrü süresince bilinen son asgari ücret üzerinden pasif dönem hesabı yapılarak maddi zararın belirlenmesi ile yöntemince yapılan sözkonusu hesaplama sonucu tespit edilen toplam zarardan, TBK.nun 55. maddesi uyarınca davacıya SGK tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödeneğinin davalı işverene rücu edilebilir kısımlarının tenzili gerekirken, CSO 1980 yaşam tablosuna göre bakiye ömrün tespiti ve bilirkişi tarafından seçenekli olarak yapılan maddi tazminat hesabında tüm peşin sermaye değeri ve geçici iş göremezlik ödeneğinin tamamının toplam zarardan indirilerek karşılanmayan zararın tespit edildiği seçeneğin tercih edilmesi suretiyle yerleşik içtihadlara ve TBK.nın 55. maddesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yapılacak iş; uzman hesap bilirkişisinden yukarıda belirtilen prensiplere uygun şekilde hesap raporu aldırılması; bu rapora göre belirlenen toplam zarardan, davacı işçiye SGK tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneğinin davalı işverene rücu edilebilir kısımlarının tenzili sonucu karşılanmayan zararın tespit edilmesi ile sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 09/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.