Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4972 E. 2014/5943 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4972
KARAR NO : 2014/5943
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : Aydın 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/06/2012
NUMARASI : 2011/566-2012/342

Davacı, 19/06/1989-21/03/2011 tarihleri arasında Bağ-Kur hizmetlerin tespitiyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Davacı, 19.06.1989 – 21.03.2011 tarihleri arasında ve 6111 sayılı Yasa’nın yayımlandığı 25.02.2011 tarihinden sonrasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 28.06.1989 vairde tarihli bildirge ile 1479 sayılı Yasa kapsamında tescil edildiği ve davalı Kurum tarafından 19.06.1989 – 31.03.1998 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, davacının sigortalılığının 5 yılı aşkın prim borcu bulunması nedeni ile 31.03.1998 tarihi itibari ile durdurulduğu, davacının; 13.04.2011 tarihli matbu dilekçesi ile yapılandırma talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından, 6111 sayılı Yasa’nın 16. maddesine göre 21.824,03 TL borç çıkarıldığı ve borcun 31.07.2011 tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, 5510 sayılı Yasa’nın Geçici 17. maddesine göre yapılan ihya ödeme planını 14.04.2011 tarihinde davacının elden tebliğ aldığı, daha sonra davacı vekilinin davalı Kurum’a verdiği 17.05.2011 tarihli dilekçe ile; davacının sigortalılık sürelerinin oda kaydına göre belirlenmesini istediği ve 24.05.2011 tarihinde yeniden ihya talebinde bulunduğu, ancak bu talebin değerlendirilmeye alınmadığı, davacının 19.06.1982 – 31.03.1994 ve 01.01.1995 – 31.03.2007 tarihleri arasında vergi, 27.06.1989 – 13.08.1991, 09.08.1991 – 25.01.2010 ve 12.04.1996 – 21.03.2011 tarihleri arasında oda ve 27.06.1989 – 13.08.1991, 06.08.1991 – 12.03.2010, 12.04.1996 – 21.03.2011 tarihleri arasında sicil kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur’luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki kayıt ve tescil işlemi 28.06.1989 varide tarihli bildirge ile 19.06.1989 tarihi itibariyle vergi ve sicil kaydına dayalı olarak yapılmış olup sigortalılığın başladığı tarihte yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesine göre zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterlidir. Bu nedenle, sigortalının tesciline esas kayıt sona erse bile vergi, oda, sicil kayıtlarından birinin devamı süresince sigortalılık koşullarının da devam ettiği kabul edilmelidir. Bu durumda; davacının davalı Kurum tarafından kabul edilen süreler haricinde; 01.04.1998 – 31.03.2007 ve 01.04.2007 – 21.03.2011 tarihleri arasında da 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabul edilmesi ve 30.11.2011 tarihine kadar da 6111 sayılı Yasa’dan faydalandırılması gerekmektedir.
Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.