Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4800 E. 2014/12207 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4800
KARAR NO : 2014/12207
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Çan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2007/330-2013/433

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 10.03.2003 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 35.790,00TL maddi, 7.500,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, 10.03.2003 tarihindeki zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, kaza nedeniyle sigortalının %38.20 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, anılan iş kazasında tarafların kusur durumlarına ilişkin rapor alınmadığı, davacının 30.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 25.790,24TL daha artırdığı, davalının 31.12.2013 tarihinde ve süresinde zamanaşımı def’in de bulunulduğu anlaşılmıştır.
İş kazalarında olay, İş Hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur.
İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, iş yerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin iş yerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K. sayılı kararı da aynı yöndedir )
Bunun yanında iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek ise zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir.
Tüm bu açıklamalar sonrasında somut olayda ise, kusur raporu alınmadan maddi ve manevi tazminat davaları bakımından neticeye varılması doğru olmadığı gibi davacı’nın 10.03.2003 tarihindeki iş kazasına ilişkin maddi tazminat isteminin 10.000,00TL’si dışındaki kısmının 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 30.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edildiği ve davalı yanca ıslahen artırılan maddi tazminat kısmına ilişkin süresinde zamanaşımı defi’nde bulunulduğu anlaşılmakla Mahkeme’nin ıslahen artırılan 25.790,24TL miktarlı maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, öncelikle davacının yaptığı iş göz önüne alınarak İş Kanunu’nun 77. maddesi ve tüzük hükümleri kapsamında konusunda uzman iş güvenlik uzmanı bilirkişi heyetine olayı inceletmek, ortaya çıkan duruma göre asgari ücret artış oranlarındaki değişiklikler de göz önüne alınarak güncel verilere göre davacının maddi zararını yeniden hesaplatmak, davalının ıslah artırılan maddi tazminat kısmı için süresinde zamanaşımı definde bulunduğu hususu ile tüm dosya kapsamını bir arada gözeterek neticeye varmaktan ibarettir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.06.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.