Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4675 E. 2014/6531 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4675
KARAR NO : 2014/6531
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Zonguldak 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/663-2013/701

Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B. M. Ş. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmüne uyulan önceki Yargıtay bozma ilamı ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava nitelikçe; meslek hastalığına bağlı olarak % 20,00 oranındaki sürekli iş göremezliğinin, 19.01.2012 tarihinde % 40,00 oranında artarak % 60,00 oranına yükselmesi nedeniyle, % 40,00 fark için sigortalının manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen, meslek hastalığının kaçınılmazlık nedeniyle ortaya çıktığından bahisle, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 35.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ilişkin 12.02.2013 günlü kararın davalı vekilince temyiz edilmesi ile Dairemizce yapılan inceleme sonunda, davalının sair temyiz itirazları reddolunarak manevi tazminatın fazla olduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece bozma sonrasında alınan kusur bilirkişi raporu dikkate alınarak bu kez 34.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş ve bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmakla lehine bozma yapılan taraf bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu ve bozma doğrultusunda işlem yapılmak gerektiği açıktır. Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır
Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E., 2004/19 K.).
Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001).
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı).
Somut olayda, davacının meslek hastalığı sonucu % 20,00 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle açtığı ve kesinleşen davada meslek hastalığının kaçınılmazlık sonucu ortaya çıktığı belirlendiği gibi, bozma konusu kararda da fark maluliyetin ortaya çıkmasına kaçınılmazlığın neden olduğu kabul edilmiş ve bu husus bozma nedeni yapılmamış, anılan karar 35.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğundan bahisle davalı yararına bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulması ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak nedeniyle artık bozmadan sonra yeniden bir kusur bilirkişi raporu alınması ve buna göre tazminatın değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu durumun yukarıda açıklandığı gibi usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturan bir durum olmadığı da ortadadır. Aksi yöndeki mahkeme uygulamasının davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olduğu açıktır.
Öte yandan 35.000,00-TL manevi tazminatın fazla olduğuna ilişkin bozma ilamına uyulmakla buna uygun karar tesisi gerektiği ortadadır. Mahkemece bozma sonrasında sembolik miktarda bir indirime gidilerek manevi tazminat takdiri isabetsiz ve bozma ilamının gereklerini karşılamaktan çok uzak olduğu gibi, takdir olunan manevi tazminatın olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ıstırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nefaset kurallarına göre, fazla olduğu, usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği kusur bilirkişi raporuna itibar edilse bile takdir olunan manevi tazminatın, fazla olduğu ortadadır
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlali ve manevi tazminatın fazla takdiri suretiyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.