YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/464
KARAR NO : 2014/7786
KARAR TARİHİ : 14.04.2014
MAHKEMESİ : İzmir 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2013
NUMARASI : 2012/226-2013/683
Davacı, 8817202 s.s. Numaralı Burhan Soyal İsimli sigortalının kayıtlarında çıkan çalışmalarının kendisine ait sigorta sicil numarasına aktarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davalı B.. S..’a ait hizmet döküm cetvelinde 6 farklı işyerlerinden yapılan bildirimlerin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Dairemizin 27/03/2012 tarih ve 2010/9465 E. 2012/4760 K. Sayılı bozma kararı üzerine,
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı B.. S..’a ait hizmet döküm cetvelinde N. T.’ye ait 1094393.35 sicil numaralı işyerinden 01/08/1998-01/04/1999 tarihleri arası yapılan121 günlük çalışmaların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik inceleme ve araştırma sonucu varılmıştır.
Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmalarının Kurum tarafından yanlışlıkla B.. S.. isimli şahsın adına kaydedildiğini belirttiği, davacı İ.. K..’in Şeyho -Zini 01/10/1950 doğumlu, dahili davalı İ.. K..’in ise, İbrahim -Cemile 1957 doğumlu olduğu, davacının hizmet döküm cetvelinde 1975-2000 yılları arası 557 gün bildirim bulunduğu, davalı B.. S..’a ait hizmet döküm cetvelinde İ.. K.. adıyla kayıtlı gözüken 6 farklı işyerinden aynı zamanda dahili davalı İ.. K.. adınada bildirim yapıldığı, diğer 5 farklı işyerinin dönem bordrolarının getirtilip bordro tanıklarının dinlendiği ve tanıkların hiç birinin davacıyı tanımadaklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece verilen karar, 5 farklı işyerinden yapılan bildirimlerin reddedilmesi yönünden doğrudur. Ancak davacı adına hüküm altına alınan 121 günlük süre yönünden yerinde değildir. Çünkü 121 günlük bildirimin yapıldığı N. T.’ye ait 1094393.35 sicil numaralı işyerinden verilen işe giriş bildirgesi ve dönem bordrosu getirtilmeden veya işyeri sahibi çağrılıp beyanına başvurmadan, gerektiğinde komşu işyeri sahipleri veya çalışanlarının tespit edilip dinlenmeden ve ayrıca 1094393.35 sicil numaralı işyerinden dahili davalı İ.. K.. adına bildirim yapıldığı ve davacı İ.. K.. ile dahili davalı İ.. K..’in birbirini tanımadakları hususuda dikkate alınmadan sonuca gidildiği görülmektedir.
Yapılacak iş; öncelikle davacı adına hüküm altına alınan 121 günlük sürenin bildirildiği, Necdet Türe isimli şahsa ait 1094393.35 sicil numaralı işyerinden verilen işe giriş bildirgesi ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını celbetmek, işe giriş bildirgesinin davacı İ.. K.. adına mı yoksa dahili davalı İ.. K.. adına mı verildiğini belirlemek, dönem bordrolarından tanıkları resen tespit edip dinlemek, işyeri sahibini araştırıp beyanına başvurmak, bordro tanığı veya işyeri sahibine ulaşılamazsa veya gerek görüldüğünde Sosyal Güvenlik Kurumu, belediye, vergi idaresi, emniyet müdürlüğü gibi kamu kurumları marifetiyle tespit edilecek komşu işyerlerinin sahiplerini veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, dahili davalı İ.. K.. adına 1094393.35 sicil numaralı işyerinden bildirim yapıldığı ve tarafların birbirini tanımadıkları hususuda gözönünde tutulup ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.