Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4596 E. 2014/6460 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4596
KARAR NO : 2014/6460
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : Aksaray İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2011/159-2013/188

Davacı, sigortalılık kaydının 1994 yılından itibaren başladığının tesptiyle 6111 yılından kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ve prim borçları yönünden 6111 sayılı Kanun’dan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı Kurum tarafından yargılama sürecinde gerekli tescil işlemi yapıldığından Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve 6111 sayılı Yasa’dan yararlanabileceğinin tespitine karar verilmiştir.
6111 sayılı Kanun’un 16. maddesinde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan mülga 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatlarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı halde prim borçları nedeniyle ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş ve bu sigortalılık süreleri bu Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle ihya edilmemiş olanların kendileri ve hak sahipleri bu sigortalılık sürelerinin ihyası amacıyla 5510 sayılı Kanunun Geçici 17. maddesinin ikinci fıkrasına istinaden bu Kanunun yayımladığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar yapacakları yazılı müracaatlarında, durdurulan bu sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu Kanunun 12. maddesinin birinci fıkrasına göre hesaplanmasını talep edebilecekleri, bu şekilde hesaplanan prim borç tutarının tamamı bu Kanunun yayımladığı tarihi izleyen beşinci ayın sonuna kadar ödendikleri takdirde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği, bu maddede belirtilen süre içinde hesaplanan borç tutarının tamamının ödenmemesi halinde ihya işleminin geçerli sayılmayacağı ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarların ilgilinin bu madde kapsamı haricinde başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edileceği hükmü getirilmiştir.
6111 sayılı Yasa’dan yararlanabilmek için, 6111 sayılı Yasa’nın 18/1-a maddesine göre 6111 sayılı Yasa’nın yayımlandığı 25.02.2011 tarihini izleyen ikinci ayın sonuna, yani 30.04.2011 tarihine kadar Kuruma başvurulması veya dava açılması gerekirken; son başvuru tarihi 6111 sayılı Yasa’nın 168. maddesinin Bakanlar Kurulu’na vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulu’nun 27920 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 30.04.2011 tarih ve 2011/1713 sayılı kararıyla 31.05.2011 tarihine kadar uzatılmıştır.
Somut olayda; davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine ilişkin davayı 02.06.2011 tarihinde açtığı ve davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine ilişkin davada 6111 sayılı Yasa’dan yararlanmak istediğine ilişkin mahkemeden talepte bulunduğu, davacının 6111 sayılı Yasa’dan yararlanmak için Kurum’a 08.06.2011 tarihinde başvurduğu, bu durumda davacının 6111 sayılı Yasa’dan yararlanmaya ilişkin Kurum’a süresi içerisinde bir başvurusunun olmadığı ve süresi içinde de dava açmadığı halde mahkemece 6111 sayılı Yasa’dan yararlanma talebiyle ilgili olarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken; davacının 6111 sayılı Yasa’dan yararlanma isteğinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın davanın kabulüne şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.