Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4486 E. 2014/18296 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4486
KARAR NO : 2014/18296
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Bursa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2002/1218-2013/769

Davacı, kurum işleminin iptaline, kesilen aylıkların kesildiği tarihten itibaren ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava, davacının maluliyet aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının geciken faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava dosyasında davacıya aylık bağlanmasına esas alınan raporun sahte olduğuna ilişkin olarak davacı aleyhine Trabzon Ağır Ceza Mahkemesinde açılmış olan davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, davacıya aylık bağlanmasına dayanak teşkil eden raporun sahte olduğu kanıtlanamadığından bu durumun davacı lehine yorumlanarak davaya konu kurum işleminin iptali gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; davacının malulen emekliliğinin iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline-, ve aylıklarının kesildiği tarihten itibaren davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 03.04.1952 doğumlu olan davacının 01.09.2000 tarihinden itibaren maluliyet aylığı aldığı, 01.07.2002 tarih, 4 sayılı müfettiş raporunda; “davacının sahte rapor ile yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle iptali gerektiğinin” belirtildiği, 01.11.2002 tarihli Kurum yazısında; “01.02.2002 tarih, 4 sayılı soruşturma raporu uyarınca davacının maluliyet aylığının durdurulduğu ve 01.09.2000 – 31.01.2002 tarihleri arasındaki ödenen aylıkların borç yazıldığının” belirtildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Maluliyet Ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığının 07.02.2002 tarihli raporunda, “davacının çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmediğinin” belirtildiği, SSK Bursa Hastanesinden alınan 22.01.2002 tarih ve 515 sayılı sağlık kurulu raporunda; “davacının çalışma gücünü 2/3 oranında kaybetmediğinin” belirtildiği, Trabzon C. Başsavcılığı tarafından 05.11.2003 tarihinde davacının da aralarında bulunduğu 43 şüpheli hakkında Resmi Evrakta Sahtecilik (Para Karşılığı Sahte Rapor Düzenlemek, Varolan Raporlarda Tahrifat) suçundan dolayı dava açıldığı, davacı ile ilgili davanın, zamanaşımının dolması nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediğine dair bilgi olmadığı, ceza yargılaması sırasında alınan 10.09.2012 tarihli raporda; “davacının hali hazırda çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmediği, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Farabi Hastanesinin 27.07.2000 tarihli, 14936 Sayılı raporda, koroner arter hastalığı mitral yetmezliği tanılarının konulduğu, tanıların NYHA III ile uyumlu olduğu, ancak bu kalp hastalığı evresini gösterir herhangi bir test yahut fizik muayene bulgusunun olmadığı, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinin 14.06.2005 tarih, 574 sayılı raporunda, kişide NYHA I bulgularının olduğu, eko bulgularının normal sınırda olduğu, sorulan tarihler arasında davacının malul olduğunu gösterir herhangi bir belge yahut tıbbi test olmadığı, belirtilen iki tarih arasında davacının bir cerrahi yahut tıbbi tedavi gördüğünü bildirir kayıt olmadığını, davacıda hali hazırda kardiyolojik yada ürolojik açıdan malul olmasını gerektirir bulgu tespit edilemediği, bu nedenle sorulan tarih aralığında malul olduğunu belirtir rapor ya da raporların oluşa uyun olmadığının” belirtildiği görülmüştür..
Uyuşmazlık, davacının maluliyet aylığı bağlandığı tarihte malul olup olmadığı ve buna bağlı olarak maluliyet aylığına hak kazanıp kazanamadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bedensel ve ruhsal arızalar nedeniyle sigortalıya ya da hak sahiplerine sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi, yasal çerçevede bir raporun alınmış olmasına bağlıdır.
Konunun yasal dayanağını oluşturan mülga 506 sayılı Yasanın 53. maddesinde sigortalının malul sayılabilmesi için çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiğinin tespit edilmesi gerektiği belirtilmiş, 54. maddesinde ise malullük aylığından yararlanma şartları sayılmıştır.
Somut olayda, davacının usulüne uygun alınan bir maluliyet raporunun olmadığı, aylık bağlanmasına esas teşkil eden raporun sahte olduğu gerekçesiyle aylığının kesildiği ve yersiz ödenen aylıkların borç çıkarıldığı, davacının sahte rapor kullanarak maluliyet aylığı aldığı gerekçesiyle yargılandığı ceza davasında alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporunda, davacının gerek aylık bağlama tarihinde, gerekse halen 2/3 oranında malul olmadığının belirtildiği, buna rağmen ceza davasında ceza zamanaşımının dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar Mahkemece; “Trabzon Ağır Ceza Mahkemesinde açılmış olan davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, davacıya aylık bağlanmasına dayanak teşkil eden raporun sahte olduğu kanıtlanamadığı” gerekçesi ile kabul kararı verilmiş ise de, ceza davasında maddi vakıa ile ilgili bir sonuca ulaşılamadığı, davanın ceza zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, kaldı ki bu davada alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun raporunda, davacının gerek aylık bağlanma tarihinde, gerekse halen 2/3 oranın malul olmadığı belirtilmiştir.
Buna göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.