Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4451 E. 2014/8402 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4451
KARAR NO : 2014/8402
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2014
NUMARASI : 2013/1017-2014/14

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 11.09.2007 tarihindeki iş kazasında yaralanarak %7,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 20.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının 11.09.2007 tarihli iş kazası nedeniyle ilk olarak 29.02.2008 tarihinde maddi tazminat davası açtığı, sonrasında aynı olay nedeniyle Ankara 3.İş Mahkemesinde 29.04.2010 tarihli manevi tazminat davasını açtığı, her iki davanın Mahkeme’nin 2008/144 esas sayılı dosyasında birleştirildiği, Mahkemece verilen 18.12.2013 tarihli kararda maddi tazminat istemi bakımından karar verilirken manevi tazminat istemine dair olumlu olumsuz bir karar verilmediği,bu hatanın anlaşılması ile Mahkeme’nin bu kez dosyayı yeniden ele alıp 20.12.2013 tarihli ek kararı ile manevi tazminat davasının tefrikine karar verdiği anlaşılmıştır.
Hakim duruşmaya son verip, kararı anlatmakla davadan elini çekmiştir. Artık mahkemece, karardan sonraki dönemde usule ilişkin ayrık haller dışında, davayı tekrar ele alıp, esasa etkili karar verilmez. Mahkemece, işaret edilen doğrultuda inceleme yapılıp karar verilmesine olanak tanıyan bir usul hükmü de yoktur.
Somut olayda, Mahkeme’nin 2008/144 esas sayılı dosyasında verilen 18.12.2013 tarihli nihai kararında talep konusu olan manevi tazminat istemine dair olumlu olumsuz bir karar vermeyip sonrasında dosyanın yeniden ele alınarak karar verilmeyen manevi tazminat istemine dair davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verildiği ve bu esas üzerinden manevi tazminat davasının neticelendirildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda açıklandığı üzere hakimin duruşmaya son verip davadan elini çektikten sonra dosyayı yeniden ele alıp esasa dair karar verme imkanının bulunmamasına göre 20.12.2013 tarihli manevi tazminatın tefrikine dair ek karar yok hükmünde olduğundan bu ek karar doğrultusunda ayrı bir esasa kayıt ile manevi tazminat isteminin neticelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine
21.04.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.