Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4449 E. 2014/8403 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4449
KARAR NO : 2014/8403
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2008/144-2013/1055

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, 11.09.2007 tarihindeki iş kazasında yaralanarak %7,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 11.164,65TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmiş manevi tazminat istemi bakımından olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.
Hakim duruşmaya son verip, kararı anlatmakla davadan elini çekmiştir. Artık mahkemece, karardan sonraki dönemde usule ilişkin ayrık haller dışında, davayı tekrar ele alıp, esasa etkili karar verilmez. Mahkemece, işaret edilen doğrultuda inceleme yapılıp karar verilmesine olanak tanıyan bir usul hükmü de yoktur.
Bunun yanında 6100 sayılı H.M.K’nın 297/2 maddesinin “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin ,taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık,şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.” hükmüne göre de Mahkemelerin taleplerden her birini karşılama yükümlülüğü düzenlenmiştir.
Somut olayda , Mahkeme’nin 18.12.2013 tarihli nihai kararında talep konusu olan manevi tazminat istemine dair olumlu olumsuz bir karar vermeyip sonrasında dosyayı yeniden ele alarak karar verilmeyen manevi tazminat istemine dair davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verildiğinin anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda açıklandığı üzere hakimin duruşmaya son verip davadan elini çektikten sonra dosyayı yeniden ele alıp esasa dair karar verme imkanının bulunmamasına göre 20.12.2013 tarihli manevi tazminatın tefrikine dair ek karar yok hükmünde olup bu kapsamda da Mahkeme’nin 18.12.2013 tarihli nihai kararında talep konusu manevi tazminata dair olumlu olumsuz bir karar vermemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı şirketin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.04.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.