Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4427 E. 2014/8848 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4427
KARAR NO : 2014/8848
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2011/236-2014/28

Davacı, maluliyet oranının tespitine, 22/08/2005 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının maluliyet oranının tespiti ile davacıya 22.08.2005 tarihi itibariyle maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne, ATK 3.İhtisas Kurulunun 29/05/2009 tarihli, ATK Genel Kurulunun 12/09/2013 tarihli raporları itibariyle çalışma gücünü 2/3 oranında kaybetmiş olduğunun tespitine,.. T.C.kimlik numaralı davacı A.. Ö..’a 01/06/2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 19/08/2000-01/09/2001 tarihleri arasında 372 gün SSK kapsamında zorunlu sigortalı olduğu, 01/04/2003-02/08/2005 tarihleri arasında 840 gün SSK kapsamında isteğe bağlı sigortalı olduğu, 25/05/1995-04/03/1998 tarihleri arasında geçen 540 gün askerlik süresini borçlandığı, 22/08/2005 ve 15/03/2006 tarihlerinde maluliyet aylığı bağlanması talebinde bulunduğu, Kurumun 20.02.2007 tarihli yazısında davacının çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmediği için maluliyet talebi reddedildiğinin bildirildiği, Yüksek Sağlık Kurulunun 19.01.2007 tarih ve 5/393 sayılı kararı uyarınca sigortalının mevcut hastalık ve arızalarına göre çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 29.05.2009 tarihli kararında, davacının 17.07.1996 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu gelişen hafif düzeydeki sağ hemiparazi, dizartri,ataksi arızası nedeniyle beden çalışma gücünün 2/3 ünü kaybettiğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 14/10/2011 tarihli raporunda; davacının E cetveline göre % 76.0 (yüzdeyetmişaltınoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının, kişinin % 76.0 oranındaki maluliyet oranının sürekli olduğu, hastanelerde tedavilerinin devam ettiğinin, iyileşme süresinin 17.7.1996 tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceğinin ve bu süre zarfında %100 malul sayılması gerektiğinin, kişinin trafik kazası geçirdiği tarih olan 17.7.1996 tarihinden itibiran vücut bütünlüğünün 2/3 (üçteiki)’ünü kaybettiğinin, kişinin sigortalı olarak ilk işe girdiği 18.8.2000 tarihinde malul (vücut bütünlüğünün 2/3 (üçteiki)’ünü kaybettiği) olduğunun bildirildiği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 12/09/2013 tarihli raporunda da aynı şekilde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davacının talep tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 53/B maddesinde “Bu Kanun kapsamında ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte mevcut hastalık veya arızası bulunanlar bu hastalık veya arızasının malul sayılmayı gerektirecek düzeyde olmadığını Kurum veya Kurum dışındaki hastanelerden işe girmeden önce alınmış, usulüne uygun sağlık raporu ve dayanağı tıbbi belgelerle kanıtlamakla yükümlüdürler. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalılar bu hastalık veya arızaları nedeni ile malullük sigortası yardımlarından yararlanamazlar.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 14/10/2011 tarihli raporunda ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 12/09/2013 tarihli raporunda davacının trafik kazası geçirdiği tarih olan 17.7.1996 tarihinden itibiran vücut bütünlüğünün 2/3 (üçteiki)’ünü kaybettiğinin ve sigortalı olarak ilk işe girdiği 18.8.2000 tarihinde malul (vücut bütünlüğünün 2/3 (üçteiki)’ünü kaybettiği) olduğunun bildirildiği anlaşıldığından 506 sayılı yasanın 53/B hükmü gereğince davacının malullük sigortası yardımlarından yararlanması mümkün değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.