YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4425
KARAR NO : 2014/9325
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : Amasya İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2010/396-2013/421
Davacı, malullük aylığını iptal eden Kurum işleminin iptaline, yersiz ödemeden dolayı kuruma borçlu olmadığının tespitiyle, ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının kesilen maluliyet aylığının yeniden bağlanması ile aylıkların ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalıdır.
1479 sayılı Yasa’nın 28 ve 56. maddelerinde Kurum hastanelerince düzenlenecek usulüne uygun sağlık kurulu raporları ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirdiği tespit edilen sigortalının malul sayılacağı, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızalarının bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalıların bu hastalık veya arızaları nedeni ile malullük sigortası yardımlarından yararlanamayacakları bildirilmiştir.
l.l0.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 25. maddesinde ise 4.maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60’ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalının malul sayılacağı, ancak sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce çalışma gücünün % 60’ını kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilen sigortalının bu hastalık veya özrü sebebiyle malullük aylığından yararlanamayacağı bildirilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık
hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar S.. K..nu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, davacıya 01.04.1997 tarihinden itibaren böbrek yetmezliği nedenine dayalı olarak maluliyet aylığı bağlandığı,bağlanan aylığın 04.03.1998 tarihli kontrol kaydının süresinde yapılmaması ve davacının sonradan 10.06.1999 tarihinde böbrek nakli olması ve hemodiyalize girmemesi nedenine dayalı olarak 04.03.1998 tarihinden başlamak üzere kesildiği, ödenmiş olan aylıkların kendisinden geri istendiği, Sosyal Sigortalar Kurumu YSK’nun 27.06.2008 tarihli raporunda çalışma gücünü 2/3 oranında kaybetmediğine karar verildiği , mahkemece alınan 19 Mayıs Üniversitesi’ nin 12.03.2009 tarihli raporunda kronik böbrek yetmezliği ve renal transplastasyona bağlı olarak özürlülere verilen rapor yönetmeliğine göre meslekte kazanma güç kaybının %95 olduğuna karar verildiği, ATK 3.İhtisas Dairesinin 15.10.2012 tarihli raporunda davacının beden çalışma gücünün en az % 60’ını kaybetmiş olduğunu sürekli hemodiyalize girdiği 21/03/1996 tarihinden 13/06/1999 renal transplantasyon tarihinden 1 yıl sonrasında ve halen idrarını sonda da uretere kutanostomu ile yapabildiğinden malul halinin devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmakla raporlar arasında çelişki olduğu açıktır.
Yapılacak iş; davacının maluliyet başlangıç tarihi ile maluliyet oranının ve maluliyetinin devam ettiği sürenin de (böbrek nakli sonrası) belirlenmesi istenerek Adli Tıp Genel Kurulu’ndan alınacak rapor sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Öte yandan bozma ilamı öncesindeki kararda ödenmeyen aylıkların faizleriyle iadesine ilişkin hüküm kurulmadığı ve bu kararın davacı tarafça temyiz edilmemesi nedeniyle ilk kararı temyiz eden SGK lehine kazanılmış hak olacağı gözardı edilerek ödenmeyen aylıkların faizleriyle iadesine karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasa’ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.