Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4411 E. 2014/8640 K. 22.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4411
KARAR NO : 2014/8640
KARAR TARİHİ : 22.04.2014

MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/452-2013/367

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Kemah Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08.11.2001 kesinleşme tarihli 2001/37 E. 2001/331 K. sayılı ilamı ile eski eşinden TMK 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru neticesinde davalı kurum tarafından ölüm aylığına bağlandığı, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 05.08.2010 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacının evinin biraz yukarısında oturan Hatice Danışman’ ın sözlü ifadesinde davacının boşandığı eşiyle birlikte ikamet ettiğini beyan ettiği ayrıca köy halkından sorulduğunda bir çoğunun birlikte yaşadıklarını beyan ettikleri, Davacının ikamet adresine gidildiğinde boşandığı eşi ve çocuklarının olduğunun görüldüğü, davacının boşandığı eşinin davacının karşı evde ikamet ettiğini bildirdiği, bu eve gidince davacının başnadığı eşinin kardeşi G. S.’in ikamet ettiğinin görüldüğü, davacının eski eşinin kardeşiyle oturmasının hayatın olağan akışına ters düştüğünün belirtildiği, adrese dayalı kayıt sisteminde davacı ve eski eşinin 29.04.2006-20.12.2012 tarihleri arasında aynı adreste kayıtlı oldukları , ilçe seçim kurulunudan gelen yazı cevabında tarafların 2011 yılı seçmlerinde aynu adreste kayıtlı oldukları, dinlenen tanıkların ise davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşamadıklarını ifade ettikleri anlaşılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunda fiili durumu tespit etmiş olup davacının boşandığı eşinin kardeşiyle yaşaması hayatın olağan akışına aykırıdır, tüm dosya kapsamı birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır .
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.