Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4363 E. 2014/5997 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4363
KARAR NO : 2014/5997
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2013/661-2014/82

Davacı, 16/06/2013 tarihinde yapmış olduğu borçlanma talebinin kabulüne, yurtdışında ilk çalışmaya başladığı 30/07/1973 tarihinin Türkiye’de ilk sigortalılık hizmet başlangıcı olarak tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2) Dava, davacının yurt dışında sigortaya giriş tarihi olan 30.07.1973 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ile 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının Almanya’da 18 yaş sonrasında Türk vatandaşı iken geçen 07.03.1973–01.06.1999 tarihleri arasındaki hizmetlerini 4/1-(b) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun ve 30.07.1973 tarihinin Türkiye de sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmiştir.
17/4/2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun’un 79. maddesi ile değişik 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre; Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.
Kanun, yurt dışında geçen her türlü sürenin değil belirli nitelikte olanların borçlanılmasına imkan tanımıştır. Sınırlama, süre yönünden değil borçlanma başvurusunda bulunan kişinin bu süreyi yurt dışında hangi halde geçirdiği ile ilgilidir.
Borçlanılması mümkün olan sigortalılık, işsizlik ve ev kadını olarak geçen süre kavramları 3201 sayılı Kanun’da tanımlanmamış olmakla birlikte sigortalılık süresi; “borçlanma kapsamındaki sürenin geçtiği ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış kabul edilen süreleri”, işsizlik süresi; “ilgili ülke mevzuatına göre çalışma süreleri ile bu çalışma sürelerine eş değer süreler haricinde o ülkede geçen süreyi” ve ev kadını olarak geçen süre ise; “medeni durumlarına bakılmaksızın (bekar, evli veya boşanmış) kadınların sigortalılık süreleri haricinde yurtdışında 18 yaşını ikmal ettikten sonra bulundukları süreyi” ifade eder (Yönetmelik m 4).
Çalışma süreleri; zorunlu prim ödeme süreleri, kendi nam ve hesabına çalışmalardan dolayı zorunlu ve isteğe bağlı prim süreleri ve bu kapsamdaki diğer sigortalılık sürelerinden ibarettir. Çalışılmış olarak kabul edilen süreler ise ilgili ülke mevzuatına göre fiilen çalışılmadığı halde çalışmaya eşdeğer süre olarak kabul edilip, hizmet cetvellerinde eşdeğer süre olarak gösterilen, aylığa hak kazanmada ve aylık hesabında değerlendirilen sürelerdir.
“Çalışılmış süre olarak kabul edilen sürelerin” hangi ölçütler çerçevesinde borçlanılabileceği ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte yurt dışında geçen ve ilgili ülke mevzuatında “sigortalılık süresi” kabul edilen ancak fiili çalışmaya dayanmayan sürelerin borçlanılabilmesi için, bu sürenin “bağımlı veya bağımsız gerçek bir çalışmaya (sigortalılığa) bağlı nedenlerle sigortalılık süresi kabul edilmesi” veya “isteğe bağlı sigortalılık kapsamında primlerinin ödenmiş olması” gerekir. Çalışmaya bağlı iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve benzeri haller bu niteliktedir.
Borçlanma başvurusunda bulunan kişinin, yurt dışında bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına göre eylemli bir çalışması bulunmasa dahi isteğe bağlı sigortalılık hükümlerinden yararlanarak primini ödediği sürelerin sigortılılık süresi kapsamında borçlanılması mümkündür. Çünkü isteğe bağlı sigortalılık statüsünde gerçek bir çalışma bulunmasa dahi isteğe bağlı primi ödenmiş süreler sosyal güvenlik kanunları kapsamında hizmet süresi (çalışmaya eşdeğer süre) olarak kabul edilmektedir.
Yurt dışında eylemli bir çalışma bulunmadığı halde ilgili ülke mevzuatına göre belirli bir yaşın ikmali (Hollanda AOW sigortalılığı) veya çalışmaya bağlı olmayan nedenlerle (analık, çocuk bakımı, okul eğitimi, meslek öncesi eğitim kursu) sigorta kapsamında geçen ve uzun vadeli sigorta kolları kapsamında primi ödenmeyen sürelerin, 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesinde belirtilen sigortalılık süresi olarak kabulü mümkün değildir. Bu sürelerin koşulları bulunduğu takdirde işsizlik süresi veya ev kadını olarak geçen süre kapsamında borçlanılması mümkündür.
Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 25.10.2007 gün ve 2006/18237 E. 2007/17633 K., 02.12.2008 gün ve 2007/16873 E. 2008/15661 K, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 18.07.2013 gün ve 2013/12178-14953 E.K.,06.06.2013 gün ve 2013/7793-12059 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 16.03.1948 doğumlu davacının yurt dışında 30.07.1973 tarihinden itibaren eylemli çalışmasının bulunduğu, ülkemizde 4/1-(a) bendi kapsamında 04.06.2013-18.07.2013 tarihleri arasında 45 gün çalışmasının bulunduğu, 16.07.2013 tarihinde borçlanma isteminde bulunduğu, 02.06.1999 tarihinde izinle vatandaşlıktan çıktığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının kadın olması nedeniyle eylemli çalışmasının başladığı 30.07.1973 tarihinden önceki ev kadınlığı süresini borçlanması mümkün ise de davacının yurt dışında hangi tarihten itibaren ikamet ettiğini gösteren belgeler getirtilmeden karar verilmesi, davacının borçlanma talebinde bulunduğu 16.07.2013 tarihinden önce 04.06.2013-18.07.2013 tarihleri arasında 45 gün 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalı çalışmasının bulunması nedeniyle mahkemece 4/1-(a) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken 4/1-(b) bendi kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının ve davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.