Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4352 E. 2014/5939 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4352
KARAR NO : 2014/5939
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2012
NUMARASI : 2011/279-2012/133

Davacı, davalı Kurum işleminin iptaliyle nizalı dönemlerde Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiği ve 01/01/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının 06.05.1987 – 01.03.1989, 23.07.1990 – 09.05.1991, 21.05.1993 – 23.03.1995, 15.11.1995 – 13.03.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun ve davacının 01.01.2011 tarihinden itibaren yaşlılık yalığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 06.05.1987 – 01.03.1989, 23.07.1990 – 09.05.1991, 21.05.1993 – 23.03.1995 tarihleri arasında çakışan 220 günlük 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışma haricinde, 15.11.1995 – 13.03.1997 tarihleri arasında 1996 yılının 2. dönemindeki 41 günlük 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışma haricinde 1479 sayılı Yasa gereğince sigortalı olduğunun tespitine, davacının 23.12.2010 tarihli tahsis talebine istinaden 1479 sayılı Yasa’nın Geçici 10. maddesi gereğince davacıya tam yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosydaki kayıt ve belgelerden; davacının 15.12.1986 – 06.05.1987, 01.03.1989 – 23.07.1990, 09.05.1991 – 21.05.1993, 23.03.1995 – 15.11.1995, 13.03.1997 – 01.04.2010 tarihleri arasında ve 01.04.2010 tarihinden beri devam eden vergi kaydı bulunduğu, davacının vergi kaydı gereğince ilk olarak 15.12.1986 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayıldığı, ancak daha sonra davacının oda kaydı dikkate alınarak sigortalılık başlangıcının 11.07.1985 tarihine çekildiği ve bu tarihten itibaren kesintisiz olarak sigortalı kabul edildiği, ancak davalı Kurum kontrol memuru tarafından davacının tahsis talebinden sonra davacının kayıtlı olduğu odanın kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırladığı raporda; davacının oda kayıt defterindeki üye kayıt sıra numaralarının müteselsil sıra izlemediğini, davacının kaydının 12.08.1985 tarihi itibari ile terkin edildiğini, davacının kaydına ve terkinine ilişkin karar bulunmadığını, bu nedenle de davacının oda kaydının geçersiz olduğunu bildirmesi nedeni ile davacının bir kısım sigortalılığının iptal edildiği ve vergide kayıtlı olduğu tarihler dikkate alınarak sigortalılık tarihlerinin belirlendiği, davacının 1992 ve 1997 aflarından faydalandığı, davacının kayıtlı olduğu oda defterinde kayıt başlangıcının 11.07.1985 olduğu ve düşünceler kısmında 12.08.1985 tarihinde kendi isteği ile kaydının silindiğinin belirtildiği, davacının 02.12.1997 tarihinden beri devam eden sicil kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Yasa’nın yaşlılık aylığı ile ilgili şartlarını düzenleyen 23.05.2002 tarih, 4759 sayılı Yasa’nın 7. maddesi ile değişik Geçici 10/2. maddesi, “ kadın ise 20, erkek ise 25 tam yıl prim ödeme şartı ile primi ödenen gün sayısına göre her bentte yazılı olan yaşı doldurmuş olmak koşuluyla yaşlılık aylığı bağlanacağını ” düzenlemiştir. Yine aynı maddenin 3. fıkrasında Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan 15 tam yıl prim ödeme süresi ile kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını dolduranlara ve bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren kademeli olarak 15 yılını doldurduğu tarihler gözetilerek kadın ve erkek için ayrı ayrı yaş şartı düzenlenerek kısmi aylık şartları düzenlenmiştir. Ayrıca, 1479 sayılı Yasa’nın 35/a ve 5510 sayılı Yasanın 28. maddesi gereğince tahsis talep tarihinde sigortalının prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması gerektiği tartışmasızdır.
Somut olayda; her ne kadar davalı Kurum, davacının 18.12.1986 – 23.12.2010 tarihleri arasında, 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süreleri hariç, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilmesi halinde tahsis talep tarihi itibari ile prim borcu bulunmadığını bildirmiş ise de; tahsis talep tarihinde 47 yaşında olan davacının, 1479 sayılı Yasa’nın geçici 10/2-(e) maddesi gereğince 48 yaş koşulunu ve kısmi aylık için aranan 55 yaş koşulunu gerçekleştirmediğinin anlaşılmasına rağmen yazılı şekilde davacının 23.12.2010 tarihli tahsis talebi gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.