Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4349 E. 2014/14877 K. 24.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4349
KARAR NO : 2014/14877
KARAR TARİHİ : 24.06.2014

MAHKEMESİ : Sorgun 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2013
NUMARASI : 2012/72-2013/517

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava 12.05.2000 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %20,20 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen 22.10.2009 günlü kararın davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmesi ile Dairemizce yapılan inceleme sonunda, tarafların sair temyiz itirazları reddolunarak, asgari ücretin 4,35 katı ücret aldığının kabul edilerek tazminatın hesaplandığı hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının isabetsiz olduğu, davacının tazminatının ilgili meslek kuruluşundan sorularak belirlenecek gerçek ücretle yapılması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda, davacının kazancının asgari ücret olduğu kabul edilerek tazminatın hesaplandığı, hesap bilirkişi raporu ile belirlenen zarardan SGK tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamı indirilmek suretiyle, sigorta tahsisleri ile karşılandığından maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin manevi tazminata ilişkin kararı temyiz edenin sıfatına göre isabetlidir.
Maddi tazminatta ise hesaba esas alınacak ücretin belirlenmesinde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Kusurun aidiyeti ve oranı ile davacının meslekte kazanma güç kayıp oranı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesinde esas alınacak ücrete ilişkindir. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Davacının vasıflı işçi olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır. İş yeri kayıtlarındaki ücreti ise asgari ücrettir. Öte yandan vasıflı işçinin asgari ücretle ya da bu civarda bir ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği açıktır. Davacı sigorta müfettişine haftada 25,00-TL ücret ödendiğine ilişkin beyanda bulunmuş olup bu beyan dosya içerisindeki bilgi ve belgelerle de uyumludur. Hal böyle olunca davacının beyanında geçen ve net asgari ücretin 1,241 katı düzeyinde ücretle çalıştığı kabul edilerek tazminatının hesaplanması gerekirken asgari ücretle yapılan hesaplamanın hükme esas alınması isabetsiz olmuştur.
Öte yandan TBK’nun 55. Maddesi gereğince tazminattan sigorta tahsisleri ilk peşin sermaye değerinin indirimi yerinde ise de aynı maddedeki düzenleme nedeniyle ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünün (Somut olayda davalı işverenin kusuruna karşılık gelen %80’i ) indirilmesi gerekirken, tamamının indirilmesi suretiyle tazminatın belirlenmesi de isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, davacı işçinin, asgari ücretin 1,241 katı ücretle çalışacağının kabulü ile işçinin tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan bu zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle tazminat hesabında esas alınacak ücretin ve indirilecek peşin sermaye değeri miktarının belirlenmesinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.