Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4307 E. 2014/5424 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4307
KARAR NO : 2014/5424
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2012
NUMARASI : 2011/580-2012/492

Davacı, Bağ-Kur sigortalılığının 27/11/2001 tarihinde sona erdiğinin tespiti ile bu tarihten sonraki SGK sigortalılığının geçerli olduğunun ve 01/12/2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının 27.11.2001 tarihi itibari ile sona erdiğinin tespiti ile bu tarihten sonra 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti ve 1.12.2008 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının bağ-kur sigortalılığının bitiş tarihinin 27.12.2001 olarak tespiti ile davacıya 1.12.2008 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının K.. İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. ortaklığından dolayı 21.3.1990 tarihinde kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi uyarınca 22.6.1989 tarihi itibari ile esnaf Bağ-Kur sigorta kaydının başlatıldığı, prim borcu bulunması nedeni ile 28.02.1999 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi uyarınca sigortalılığının durdurulduğu, ancak davacının şirket ortaklığının devam etmesi nedeni ile 1.5.2008 tarihi itibari ile sigorta tescilinin res’en yapıldığı ve 1.5.2008-28.2.2014 tarihleri arasına ilişkin 26.836,16 TL prim borcu çıkarıldığı, 1979- 31.10.2008 tarihleri arasında ise toplam 1906 gün SSK’lı çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık ise davacının limited şirket ortaklığının devam edip etmediği ve zorunlu sigortalı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 24/I-d maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 9. maddesidir.
1479 sayılı Yasanın 24. maddesi bu kanuna göre sigortalı sayılanları düzenlemiş olup, 24/I-d maddesi, limited şirket ortaklarının bu kanuna göre sigortalı sayılacağı hükmüne haizdir.
5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi ise sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası “….limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerinin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer ” hükmüne haizdir.
Somut olayda, davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi uyarınca 28.2.1999 tarihi itibari ile durdurulduğu, ancak şirket ortaklığının devam etmesinden ötürü 1.5.2008 tarihi itibari ile yeniden başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, 5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca davacının halen limited şirket ortağı olduğu anlaşılmakla, 1479 sayılı Yasanın 24/I-d maddesi uyarınca da limited şirket ortaklarının kanun gereği zorunlu sigortalı sayılacağı hususları gözönünde bulundurularak davacının 1.5.2008 tarihinden itibaren zorunlu bağ-kur sigortalısı olduğunun kabulü ile, davacının talep etmesi halinde bağ-kur sigortalılığının 28.2.1999 tarihinde durdurulmasına karar verilip, şirket ortaklığının devam etmesi nedeni ile 1.5.2008 tarihinden itibaren zorunlu bağ-kur sigortalısı olduğu kabul edilip, bu döneme ilişkin prim borcu olup olmadığı hususları da araştırılarak çıkacak sonuca göre yaşlılık aylığı şartlarını değerlendirmekten ibarettir.
Mahkemece belirtilen bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı ve davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.