Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4299 E. 2014/20498 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4299
KARAR NO : 2014/20498
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Sakarya İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2010/493-2013/903

Davacı, Kurum işleminin iptaline, yetim aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının ölüm aylığı bağlanması talebinin, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca reddeden kurum işleminin iptali ile talep tarihinden itibaren aylıkların bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 23/09/2009 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, 15/12/2009 tarihinde davalı kuruma babasından dolayı ölüm aylığı bağlanması talebi ile başvurması üzerine, davalı Kurum tarafından re’sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 10/02/2010 tarihli kontrol memuru raporunda; davacının boşanma sonrası bir süre “G. Mah. F. Ç.Cad. No:30 H.Apt. S./S.” adresinde yaşayan kızının yanında kaldığının, sonrasında “G. mah. N. Sok. No. B. evleri S./S.” adresinde yaşayan eski eşinin yanına döndüğünün tespit edildiği; eski eşinin kayıtlı olduğu yerleşim yerinde yapılan araştırmada ise, davacının bir süredir eski eşinin yanında kaldığı belirlenmiş, eski eşe ait adreste bulunduğu sırada beyanı alınan davacı Arzu, kızına ait evde yaşadığını, ancak hasta olması nedeni ile bir haftadır oğlu ve eski eşinin yaşadığı evde kaldığını, eski eşinin bu evin mülkiyetini kendisi üzerine devredeceğini bildirmiş, eski eşin kayıtlı olduğu mahallenin muhtarı N.. C.., davacı ve eşinin belirtilen adreste birlikte yaşadıklarını, davacının boşanma sonrası bir süre kızının yanına gittiği, sonra yeniden eski eşinin ikametine döndüğünü davacı ve boşandığı eşinin üst kat komşularından öğrendiğini beyan etmiş, boşandığı eşinin, annesi Zehra’nın yanında kaldığına dair davacı beyanı dikkate alınarak, eski eşin annesine ait Yenimahalle/Sapanca’da bulunan evin çevresinde yapılan araştırmada ise, bu evde uzun süredir eski eşin annesinin tek başına yaşadığı, eski eşin bu adreste kalmadığı belirlenmiştir. Mahkemesince yaptırılan 03/09/2013 tarihli kolluk araştırmasında ise davacının ara sıra eski eşine ait evde kaldığının çevre sakinlerinden sorularak tespit edildiği bildirilmiştir. Mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının, eylemli birlikte yaşamın bulunmadığına dair beyanda bulundukları görülmüş; tutanak tanığı ve mahalle muhtarı N.. C..’nin ise haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştirerek, davacının boşandığından haberdar olmadığını, komşulara sorduğunda, davacının altı aydır kızının yanında kaldığını, 1-2 kez eski eşine ait eve geldiğini öğrendiği beyan etmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre mahalle muhtarı ve beyanı alınan çevre sakinlerinin davacı ve eski eşinin boşanma sonrası eski eşe ait yerleşim yerinde fiilen birlikte yaşadıklarını bildirmeleri, mahkeme huzurunda dinlenen mahalle muhtarı N.. C..’nin haklı nedene dayanmaksızın beyanını değiştirmesi nedeni ile, hükme esas alınması gerektiği değerlendirilen kontrol memuruna verdiği beyanında; davacının boşanma sonrası bir süre kızının yanında kaldıktan sonra eski eşinin yerleşim yerinde kalmaya devam ettiğini bildirmesi; eski eşin ikametinde yapılan araştırma sırasında evde bulunan davacının tevilli beyanında, hastalığı nedeni ile eski eşi ve oğlunun yaşadığı bu adreste kaldığını ve eski eşinin bu evin mülkiyetini kendisine devredeceğini ifade etmesi, eski eşin, davacının iddialarının aksine annesine ait evde yaşamadığının anlaşılması ve mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasının kontrol memuru raporunun içeriğini teyit eder nitelikte olması karşısında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.