Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4178 E. 2014/7901 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4178
KARAR NO : 2014/7901
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Karabük İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/83-2013/333

Davacı, Kurum işleminin iptaliyle kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R

Dava, davacının babasından dolayı aldığı ölüm aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 03/05/2001 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, davalı kurum tarafından davacıya 07/12/1988 tarihinde ölen babasından dolayı 15/05/2001 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen kontrol memuru raporuna göre; mahallinde yapılan araştırma ve soruşturma neticesinde mahalle muhtarı A.. E..’in imzalı beyanı ile tutulan tutanak neticesinde davacının boşandıktan sonra eski eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiği tespit edilmiştir. Adres hareketleri incelendiğinde davacı ve eski eşinin 23.12.2006 tarihi itibariyle aynı adreste ikamet ettiği, davacının eski eşinin 05/07/2010 tarihinde adresini değiştirdiği, 2007-2011 yılları arasında aynı yerde oy kullandıkları anlaşılmış olup, mahkeme huzurunda beyanına başvurulan davacı tanıkları ise davacı ve eski eşinin boşanma sonrası fiilen birlikte yaşamadıklarını bildirmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, davalı ile eski eşinin fiilen birlikte yaşadığına dair beyanda bulunan mahalle muhtarının, haklı nedene dayanmaksızın mahkeme huzurunda değiştirdiği ifadesine itibar edilemeyeceği hususu ile kontrol memuru tarafından yapılan çevre soruşturmasında da davalı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşadığı bilgisine ulaşılması, seçmen kayıtlarında ve nüfus müdürlüğü kayıtlarında aynı adreste kayıtlı görünmeleri göz önüne alındığında davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.