Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4159 E. 2014/6209 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4159
KARAR NO : 2014/6209
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/08/2012
NUMARASI : 2011/156-2012/237

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/02/1988 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Bitlis Şoförler ve Kamyoncular Esnaf Odasına kaydının 9.1.1986 tarihi olduğunun tespiti ile oda kaydına istinaden bağ-kur sigortalılık başlangıcının 1.2.1988 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmişse de eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur’luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
507 sayılı Yasa’nın 2.5.1983 tarihli ve 62 sayılı K.H.K. ve K.H.K’nun aynen kabulüne dair 14.2.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3153 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesine göre ise “Esnaf ve Sanatkar siciline kayıtlı esnaf ve küçük sanatkarlar çalışma bölgesi içindeki derneğe kayıt olmak zorundadır. Kayıt zorunluluğunu 1 ay içinde yerine getirmeyenler sicile kayıt tarihinden itibaren geçerli olmak üzere doğrudan doğruya kaydedilirler.” Değişik 119. maddeye göre “ mesleki faaliyette bulunabilmeleri ve ilgili derneğe kaydedilmeleri için sicile kayıtları şarttır.” 62 sayılı K.H.K.’nun geçici 2. maddesinde “Esnaf siciline kayıt ilgili yönetmeliklerin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içinde çıkarılmak zorunda” olduğu bildirilmiş İlgili Yönetmelik ise 1.1.1984 tarihinde yürürlüğe konmuş ve 1 yıllık geçiş süresi 1.1.1985 tarihinde sona ermiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 13.4.1992 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi uyarınca oda kaydına istinaden 1.2.1988 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa uyarınca sigorta tescilinin yapıldığı, 13.9.1990-19.3.1992, 4.8.1992-11.1.1993, 1.3.1993-15.9.1993, 2.1.1994-30.5.1995, 4.8.1995-devam şeklinde vergi kaydının, 9.1.1986-devam şeklinde oda kaydının bulunduğu, Kurum Kontrol Memurluğu tarafından oda kaydı üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 7.12.2010 tarihli raporda, davacının 9.1.1986 ve 16.10.1997 tarihli iki üye kaydının bulunduğu, defter sayfalarında silinti ve kazıntıların tespit edildiği ve üyeye ait bilgilerin sonradan değiştirildiğinin tespiti üzerine davacının oda kaydına dayanan sigortalılığının iptal edildiği ve vergi kaydına göre güncellendiği, oda kayıtları üzerinde inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Dairemizin 12.12.2013 gün 2012/21694 E, 2013/23749 K sayılı ilamı ile oda kayıtlarının celbi için dosya mahalline gönderilmişse de, odanın 14.2.2014 tarihli yazısı ile, oda defterinde çok fazla sayıda kayıt bulunduğundan hak kaybına neden olmaması için üye defterinin gönderilmediği, davacının kaydının bulunduğu sayfaya ait fotokopinin gönderildiği anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik ve Kontrol Memurluğu’nun 7.12.2010 tarihli raporuna göre; Bitlis Şoförler ve kamyoncular Esnaf Odasına ait üye kayıt defterinde davacının 9.1.1986 ve 16.10.1997 tarihli iki ayrı kaydının bulunduğu, üye kayıt kazıntı ve silinti olduğundan bahsedildiği ancak defterde sahtelik olup olmadığının tespit edilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, oda kayıtlarının aslı getirtilip, alanında uzman bilirkişi tarafından kayıtlar üzerinde silinti, kazıntı yapılıp yapılmadığı tespit edilip, silinti ve kazıntının varlığı halinde oda kayıtlarının güvenilirliğinden söz edilemeyeceğinden, davacıya söz konusu oda kaydında sözü edilen mesleği icra ettiğine dair maddi delillerini ibraz etmek için süre vererek, bu mesleği sonrasında da devam ettirip ettirmediğine ilişkin tüm delilleri sunması sağlanarak gerekirse zabıta, maliye, muhtarlık marifetiyle davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasının olup olmadığı araştırılıp, oda kayıtlarının sahte olmadığının tespiti halinde ise oda kaydının Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarınca düzenlenen rapora itibar edilmeyerek, oda kaydına göre başlayan sigortalılığın geçerli olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.