YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4156
KARAR NO : 2014/7076
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2007/345-2013/479
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile N. İnşaat San Tic A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası sonucu %44 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kalan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının kazanın meydana geldiği inşaatın işvereni, davalı N. İnşaat A.Ş.nin anılan inşaatın yüklenicisi ve davalı Özkanlar İnş.Yapı Malz. Madencilik Orman Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti.nin ise taşeron firma olduğu gerekçesi ile 75.124,00TL maddi, 30.000,00TL manevi tazminatın davalılardan dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, aleyhine hüküm kurulan davalılar arasında müteselsil sorumluluğu gerektiren asıl işveren-alt işveren(taşeron) ilişkisinin bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
İş Kanunu’nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
5510 sayılı Kanun’un 12/6.maddesi ile de asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
4857 sayılı Kanun’un 2/7.maddesi ile işçilerin İş Kanunu’ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları, 5510 sayılı Kanun’un 12/6.maddesi ile de Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma-güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 veya 5510 sayılı Kanun’dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu “müteselsil sorumluluktur”. Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu’nun 2.maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
Öte yandan asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması; bu sözleşmenin tarafı olmayan işçi veya mirasçıları da bağlamaz.
Alt işverenden söz edebilmek ve asıl işvereni, aracının borçlarından sorumlu tutabilmek için bir takım zorunlu unsurlar bulunmaktadır.
a) İşyerinde işçi çalıştıran bir asıl işveren bulunmalıdır. Sigortalı çalıştırmayan “işveren” sıfatını kazanamayacağı için, bu durumdaki kişilerden iş alanlar da aracı sayılmayacak ve anılan madde kapsamında dayanışmalı sorumluluk doğmayacaktır.
b) Bir başka işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş almalı ve sigortalı çalıştırmalıdır.
c) İşverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Bu kişinin diğer bir takım işyerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
d) İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmamalıdır, aksi halde iş alan kimse aracı değil, bağımsız işveren niteliğinde bulunacaktır.
e) İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
f) Alt işverenin aldığı iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi yada yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin bütünleyici, yardımcı parçası olup olmadığıdır. İşyerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi halinde, alt işverenden söz etme olanağı kalmayacak, ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.05.1995 gün ve 1995/9-273-548 sayılı kararı da aynı yöndedir.)
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Behçet Kemal Çağlar Lisesi spor kompleksinin çatı izolasyon işini ihale ile davalı N. İnşaat A.Ş.nin de ortağı olduğu adi ortaklığa verdiği, bu adi ortaklığın da yüklenimindeki bu işi ayrı bir sözleşme ile diğer davalı Ö.İnş.Yapı Malz. Madencilik Orman Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti’ne devrettiği anlaşılmakla birlikte varılan bu netice yalnızca tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada bulunun iş kazası tahkikat evrakından anlaşılmış bir husus olup davalılar arasındaki ilişkinin ve giderek tarafların sorumluluğunun açık olarak ortaya konulması için gerekli olan sözleşmelerinin dosyada mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca işin gerçekten de davalı Belediye ve Ö. İnş.Yapı Malz. Madencilik Orman Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti’nin sorumluluğunu ortadan kaldıracak mahiyette anahtar teslimi olarak yüklenici ile alt yüklenicilere verilip verilmediği ayrıca davalıların sorumluluğunun devamını gerektiren hallerin neler olduğu hususlarının karar yerinde yeterince ortaya konulduğundan söz etme imkanı bulunmamaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle davalı yanlar arasındaki ihale evrakı dahil tüm sözleşmelerin getirtilmesi, getirilen bu belgeler kapsamında yukarıda açıklandığı üzere işin anahtar teslimi verilmiş bir iş olup olmadığının ve giderek davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi niteliğinde bulunup bulunmadığının açık bir şekilde ortaya konulması ve nihayetinde dosyadaki tüm delillerin bir arada değerlendirilerek neticesine göre karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile N. İnşaat San Tic A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile N. İnşaat San Tic A.Ş.’ye iadesine, 07.04.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.