Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/4062 E. 2014/12561 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4062
KARAR NO : 2014/12561
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/1172-2013/1132

Davacı, Almanya’da sigorta girdiği 09/10/1990 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Almanya’da sigortaya girdiği 09.10.1990 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01.05.1972 doğumlu davacının 09.10.1990-31.07.1996 tarihleri arasında gebelik/analık koruması ve çocuk yetiştirme nedeniyle sigorta kapsamına alındığı ve eylemli çalışmasının 01.09.1999 tarihinde başladığı, Türkiye’de 01.11.2012 ve 27.06.2012 tarihlerinde iki kez 4/1-(b) bendi kapsamında yurt dışı borçlanması amacıyla sigortalı tescilinin yapıldığı ancak eylemli çalışmasının bulunmadığı, 27.04.1999-11.06.2001 ve 11.03.2008-02.02.2012 tarihleri arasında izinle çıkması nedeniyle Türk vatandaşı olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının yurt dışında eylemli çalışma başlangıcı 01.09.1999 olup bu tarihten öncesinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün değil. Davacı izinle Türk vatandaşlığından çıkmış olup yurt dışında sigortaya giriş tarihini de kapsar biçimde 27.04.1999-11.06.2001 tarihleri arasında Türk vatandaşı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 1.maddesinde düzenlenen ”vatandaş” kavramı Federal Almanya Cumhuriyeti bakımından, Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasasına göre Alman vatandaşı sayılan kimseyi, Türkiye bakımından, Türk vatandaşlığını haiz kimseyi ifade eder. Davacı 01.09.1999 tarihinde Türk vatandaşı olmadığından yukarıda açıklanan vatandaş tanımına girmez ve sözleşmenin 29/4 maddesinden yararlanamaz.
Öte yandan 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu‘nun 29.maddesine göre vatandaşlığın kaybından itibaren ilgililer yabancı muamelesine tabi tutulurlar ancak sosyal güvenliğe dair hakları saklı tutulur. Ne var ki saklı tutulan haklar yine Türk vatandaşı olunan döneme ilişkin olup davacının yurt dışında sigortaya giriş yaptığı tarihte Türk vatandaşı olmaması nedeniyle Sözleşmeden doğan bu hakkın sosyal güvenliğe dair kazanılmış hak niteliğinde kabulü mümkün değildir.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre talep tarihinde Türk vatandaşı olmayanlar borçlanamazlar. Bu kuralın istisnası 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu‘nun 29.maddesi olup izinle Türk vatandaşlığını kaybedenlere tanınan istisna bu kişilerin Türk vatandaşı oldukları döneme özgüdür. Dolayısıyla Türk vatandaşı olunmayan bir dönemin borçlanılması mümkün olmadığı gibi bu dönemde gerçekleşen sigortaya girişin de kazanılmış hak kabulü mümkün değildir.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında; davacının yurt dışındaki çalışması nedeniyle sigortalılık başlangıcı 11.06.2001 tarihinde Türk vatandaşlığına alınmasından sonraki ilk eylemli çalışması olan 01.12.2003 tarihi olabilir ise de 4703 gün (13 yıl 23 gün) borçlanan ve borçlanma bedelini 01.11.2012 tarihinde ödeyen davacının sigortalılık başlangıç tarihi 3201 sayılı Kanun’un 5.maddesine göre borçlanma bedelinin tamamen ödendiği tarihten ödeme günü kadar geriye gidilmesi suretiyle 08.10.1999 tarihi olarak bulunmaktadır.
Davacının 3201 sayılı Kanun’un 5.maddesine göre bulunan sigortalılık başlangıç tarihi (08.10.1999) Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29.maddesinin 4.fıkrasına göre bulunnan tarihten (01.12.2003) önce olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(h) bendi gereğince davanın hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 115.maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.