Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3948 E. 2014/22641 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3948
KARAR NO : 2014/22641
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : Bursa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/12/2013
NUMARASI : 2013/14-2013/805

Davacı, 01/05/1995-26/11/2010 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01/05/1995-26/11/2010 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasadan yararlandırılması istemine ilişkindir.
Dairemizin 04/12/2012 tarihli, 2012/19259 E. 2012/22062 K. sayılı bozma ilamı üzerine, mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01/05/1995-26/11/2010 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasadan yararlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan, Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Usuli müktesep hak müessesesi HUMK ve HMK’da düzenlenmiş olmamakla beraber, Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş ve geliştirilmiştir. Bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda da usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş bu kısımlar o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; Mahkemenin 31/05/2012 tarihinde, 2011/345 E. 2012/289 K. sayılı ilamı ile davacının 01/05/1995-26/11/2010 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş ve 6111 sayılı Yasa yönündeki talep yönünden hüküm kurulmamıştır. Dairemizin 04/12/2012 tarih, 2012/19259 E. 2012/22062 K. sayılı ilamı ile davacının temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, usulüne uygun ararştırma yapılmadan 01/01/1997-30/06/2000, 01/01/2001-31/05/2003, 01/01/2004-26/11/2010 dönemi için tespite karar verilmesi nedeniyle bozulduğu görülmüştür. Hal böyle olunca davalı yaraına usuli kazanılmış hak oluşturduğu göz önüne alınmadan davacının 6111 sayılı Yasadan yararlandırılmasına karar verilmesi hatalı olmuştur.
Öte yandan davacının 26/11/2010 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı bulunmakta olup, teslim ettiği ürün bedellerinden 1995/4. ay, 1996,2000 ve 2003 yıllarında prim kesintisi yapıldığı anlaşılmakta olup,2003 yılından sonra prim kesintisi ve ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının 2003 yılından sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığını araştırarak, bunlara ilişkin belgeleri getirtmek, bu tarihten sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunmaması halinde davacının 01/05/1995-31/12/2003 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmek ve 6111 sayılı Yasadan yararlanma talebinin reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 04/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.