Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/3919 E. 2014/18311 K. 23.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3919
KARAR NO : 2014/18311
KARAR TARİHİ : 23.09.2014

MAHKEMESİ : Akçakale Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2012/270-2013/58

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan K.. B.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılardan K.. B..’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1999-2002 yılları arasında davalı Sulama Birliği Başkanlığında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Sulama Birliği tarafından 16253 sicil numaralı işyerinden davacı adına 10.05.1999 ve 01.12.2002 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği ve bu işyerinden 01.05.2001 – 21.05.2001, 01.01.2003 – 30.09.2009 tarihleri arasındaki çalışmalarının bildirildiği, dava konusu dönemde davalı birliğin başkanının davacının babası olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacının “ölçüm memuru” olarak çalıştığı belirtilmesine rağmen, beyanı hükme esas alınan davacı tanıklarının, davacının “Halkla İlişkiler Uzmanı” olarak çalıştığını beyan ettikleri, davacı tanıklarının davacının çalışmasını doğrulamasına rağmen, davalı tanıklarının çalışmadığını beyan ettikleri, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden ve davacının askerlik yaptığı tarih araştırılmadan hüküm kurulduğu görülmüştür.
Yapılacak iş; davacının askerlik yaptığı tarihi araştırmak, davacının çalışmalarının geçtiği sulama birliğinin kamusal görev yapan bir birlik olduğunu ve bu şekilde faaliyet gösteren kuruluşların çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemenin belgelere dayandırılması asıl olduğundan, davalı sulama birliğinin ihtilaflı döneme ait ücret bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamının aslını veya onaylı örneklerini getirtmek, bildirim yapılmayan dönemlere ilişkin ücret ödeme bordrolarında davacının imzasının bulunup bulunmadığını saptamak, davacının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini işyerinden istemek, işveren birliğin ihtilaflı dönemde yönetici ve üyelerini tespit ederek dinlemek, davacının bildirimin dışındaki dönemde ücretini ne şekilde aldığını ve dava konusu dönemde davalı birliğin başkanının davacının babası olmasına rağmen çocuğunun çalışmalarını bildirmemesinin gerekçelerini araştırmak, bu dönemde çalıştığına ve ücret aldığına ilişkin belgelerin ibraz edilememesi halinde bunun nedenini araştırmak ve haklı bir nedene dayanıyor ise bu takdirde tanık sözlerine itibar ederek davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip davacının çalışmasının niteliğini somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılardan K.. B..’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.