YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3837
KARAR NO : 2014/4404
KARAR TARİHİ : 10.03.2014
MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2011
NUMARASI : 2010/685-2011/300
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde çalışırken geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, iş kazası tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, dosyanın işlemsiz bırakılmasının üzerinden üç aylık yasal sürenin geçtiği ve dosyanın yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. .
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke değil, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Öte yandan, HMK’nın 150. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasına ve daha sonra da açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için davacı tarafın duruşmaya uygun şekilde davet edilmiş olması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davacıya duruşma gün ve saatini havi davetiye gönderilmediği halde duruşmaya katımadığı ve dosyayı takipsiz bıraktığı gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, işlemden kaldırma kararının üzerinden de üç aylık yasal sürenin geçtiği ve dosyanın yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği; davacıya usulüne uygun bir şekilde duruşma gününün tebliğ edilmediği ve böylece HMK’nın 27.maddesine göre davacıya “hukuki dinlenilme hakkı”nı kullanma imkanı tanınmadan dosya işlemden kaldırılarak, üç üylık yasal sürenin sonunda da yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.